15 Temmuz 2013 Pazartesi

İŞ YASASINDA "İZİN" VE İZİN HAKLARININ KULLANIMI


İş Yasasında en çok sorgulanan yada çalışan ve çalıştıranların en çok sorduğu soruların başında gelmektedir “İzin” konusu. Yasanın kendisinden yada çeşitli kaynaklardan bilgiye ulaşmak mümkün. Biz bu konuya çeşitli açılardan yaklaşarak detaylı bir yazı hazırlamaya gayret ediyoruz. Asıl amacımız mümkün olan her soruya yasal tüm cevapları bir arada bulabilmeyi sağlamaktır.
 
İş Kanunu yönünden verilecek izinler genel olarak aşağıdaki şekilde tasnif edilmiştir; 

1.      Evlenme İzni
2.      Ölüm İzni
3.      Yıllık İzin (Ücretli İzin)
4.      Yol İzni
5.      Yeni İş Arama İzni
6.      Doğum İzni
7.      Periyodik Kontrol İzni
8.      Doğuma Bağlı Ücretsiz İzin
9.      Süt İzni
10.  Hastalık ve Dinlenme İzni
11.  Diğer İzinler
12.  Röntgen Muayenehanelerinde Çalışanlara Verilecek İzin
13.  Ücretsiz İzin
14.  Hafta Tatili İzni
15.  Ulusal Bayram ve Genel Tatillerde İzin


Şimdi tüm bu başlıkları irdeleyelim. 

1.      Evlenme İzni
İşçilerin evlenmelerinde üç güne kadar verilecek izinlerdir. (İş Kanunu Md.46,55). 

2.      Ölüm İzni
İşçilerin ana veya babalarının, eşlerinin, kardeş veya çocuklarının ölümünde 3 güne kadar verilecek izinlerdir. (İş Kanunu Md.46,55). 

3.      Yıllık İzin (Ücretli İzin)
İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez. Verilecek izin süreleri hizmet süresiyle ilintilidir. Buna göre; 

a)      Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
b)      Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
c)      Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden az olamaz.
 
Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.

Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir (İş Kanunu Md.53).

Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara İş Kanununun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz. Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Bir işverenin, İş Kanunu kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin işyerlerinde İş Kanunu kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır.[1] 

Yıllık ücretli izinle ilgili ayrıntılı düzenleme 4857 sayılı İş Kanununun 53 ila 61 arası maddelerinde ve 03.03.2004 tarih ve 25391 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nde yer almaktadır. 

İşverenler işyerinde en az 1 yıl çalışmış olan işçilerine bu haklarını kesintisiz olarak kullandırmalıdırlar. Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez. Ancak işçi onay verirse yıllık izin süresi bir bölümü 10 günden az olmamak üzere en çok 3’e bölünebilir. Yıl içerisinde işveren tarafından verilmiş olan diğer izinler yıllık ücretli izinden mahsup edilmez. İşçi iznini kullanmadan önce herhangi bir sebeple işten ayrılırsa kullanmadığı iznin bedeli kendisine nakden ödenmelidir. Bu ödeme işçinin en son brüt ücreti üzerinden yapılır. (İş Kanunu Md.56) 

Yıllık ücretli izin yönetmeliğinde de belirtildiği üzere yıllık izin kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında kalmaktadır. İşverenin bu hakkının iyi niyet kuralları çerçevesinde kullanılması gerektiği açıktır. Bir başka anlatımla, işçinin anayasal temeli olan dinlenme hakkının, işyerinin gereklerine uygun biçimde ve mümkün olduğunca talebi çerçevesinde kullandırılması gerekir. İşverenin bu noktada yönetim hakkını kötüye kullanmasının yasalar karşısında korunmayacağı kabul edilmelidir. 

“Konuyla ilgili olarak erişebildiğimiz çeşitli kararlarında uygulamada Yargıtay’ın da yıllık ücretli izin bir plan dahilinde, işverence verileceğini, izinin somut kullanım tarihini belirlemenin yönetim hakkı çerçevesinde işverene ait bir yetki olduğunu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Örneğin bu doğrultudaki 25.02.1998 tarihli 9.HD. kararında aynen “…işveren düzenleme yetkisine dayanarak hangi tarihte işçilere izin kullandırma hakkını tespit etme yetkisini haizdir” denilerek bu esas dile getirilmektedir.

Keza program dahilinde işçilerin anayasal güvenceye bağlanmış olan izin haklarını 30.11.1998 tarihli kararında ise bu konuda “….işyerinin çalışma düzenini kurma hakkı işverene aittir. İşveren işyerindeki durumuna göre çalışan işçilere izin verme yetkisine sahiptir” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş durumdadır. 

Bilindiği gibi işçinin yıllık ücretli izin hakkını kazanabilmesi için işyerinde işe başladığı tarihten itibaren 1 yıl fiili olarak çalışması gerekmektedir. 

Örneğin;

1 Şubat 2011 tarihinde işe giren bir işçi yıllık ücretli izine 1 Şubat 2012 tarihi itibarı ile hak kazanacaktır. Aynı işçinin takip eden yıllardaki izin hakları da her yıl 1 Şubat tarihinde dolacaktır. Bunu bir tablo ile örnekleyecek olursak; 

İşçinin işe giriş tarihi: 01.02.2011

1. İzine hak kazanacağı tarih 01.02.2012 izin hakkı 14 gün
2. İzine hak kazanacağı tarih 01.02.2013 izin hakkı 14 gün
3. İzine hak kazanacağı tarih 01.02.2014 izin hakkı 14 gün
4. İzine hak kazanacağı tarih 01.02.2015 izin hakkı 14 gün
5. İzine hak kazanacağı tarih 01.02.2016 izin hakkı 14 gün
6. İzine hak kazanacağı tarih 01.02.2017 izin hakkı 20 gün.

İşçinin izine hak kazanması için çalışması gereken süre konusunda bazı yanlış bilgilenmeler söz konusudur. Özellikle çalışanlar 6 ayı doldurduktan sonra 1/2 izin hakları oluştuğu şeklinde düşünceler taşımaktadırlar. Bu bilgiler elbette ki yanlıştır.

İşveren tarafından yıl içinde işçiye verilmiş olan diğer (hafta tatili, genel tatil gibi) ücretli ve ücretsiz izinler, dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez, yani işçiye verilecek yıllık ücretli izin sürelerinden düşülmez. Ayrıca yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz. Yıllık izin süresi iş günü olarak hesap edilir.

Ø  Yıllık İzin Ücretinin Ödenmesi:
İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin verilen izin gün sayısına göre işçinin normal günlük ücreti üzerinden hesaplanacak ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. Bu şekilde ödenecek ücretin hesabında 50 nci madde hükmü uygulanır. Yani işçiye ödenen fazla çalışma (fazla mesai) ücretleri, primler, işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalıştığı için işçiye ödenen ücretler ve sosyal yardımlar hesaba katılmaz. Çünkü yıllık izin ücreti de işçiye herhangi bir çalışma karşılığı olmaksızın ödendiğinden, sadece normal günlük ücreti üzerinden hesaplama yapılır.

Günlük, haftalık veya aylık olarak ücret karşılığı çalışmayıp, akort, komisyon ücreti, kâra katılma ve yüzde usulü ücret gibi belirli olmayan süre ve tutar üzerinden ücret alan işçinin izin süresi için verilecek ücret ise, son bir yıllık süre içinde kazandığı ücretin fiili olarak çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama üzerinden hesaplanır. Son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, izin ücreti işçinin izine çıktığı ayın başı ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır. Yüzde usulünün uygulandığı yerlerde izin ücreti, yüzdelerden toplanan para dışında işveren tarafından ödenir. Yıllık ücretli izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri yıllık ücretli izne dahil olmadığından bunların ücretleri de işçiye ayrıca ödenir. 

Ø  İzinde Çalışma Yasağı:
Yıllık ücretli iznini kullanmakta olan işçinin izin süresi içinde ücret karşılığı bir işte çalıştığı anlaşılırsa, bu izin süresi içinde kendisine ödenen ücret işveren tarafından geri alınabilir. 

Ø  Yıllık İznin Belgelenmesi:
İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin kayıtlarını gösterir örneği Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği ekinde bulunan izin kayıt belgesi tutmak zorundadır. 

Ø  Mazeret İzinlerinin Yıllık İzinlere Mahsup Edilemeyeceği:
İhtiyaçtan kaynaklanan işe devamsızlık halleri mazeret izni olarak tanımlanabilir. Mazeret izni İş Kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmemiştir. İş Kanunu’nun 49’ncu maddesinde yer alan “Hasta, izinli veya sair sebeplerle mazeretli olduğu hallerde dahi aylığı tam ödenen aylık ücretli işçilere…” ifadesi dışında bir başka hüküm yoktur.

Yıllık ücretli iznin uygulanmasını düzenleyen İş Kanunu’nun 56.maddesi “yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık ücretli izinden mahsup edilemez” hükmü ile yoruma neden olmayacak açıklıkta bir düzenleme getirmiştir. 

Ø  Yıllık İzin Bakımından Çalışılmış Gibi Sayılan Haller:
İş Kanununun 55 ve 66. maddeleri gereği, bazı haller izin olarak adlandırılsa dahi, aşağıdaki süreler yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılır:

ü  İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler. (4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin I numaralı bendinin b alt bendinde öngörülen süreden fazlası sayılmaz)
ü  Kadın işçilerin 4857 sayılı İş Kanununun 74 üncü maddesi gereğince doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günler.
ü  İşçinin muvazzaf askerlik hizmeti dışında manevra veya herhangi bir kanundan dolayı ödevlendirilmesi sırasında işine gidemediği günler. (Bu sürenin yılda 90 günden fazlası sayılmaz)
ü  Çalışmakta olduğu işyerinde zorlayıcı sebepler yüzünden işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi sonucu olarak işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın onbeş günü. (İşçinin yeniden işe başlaması şartıyla)
ü  Kadın işçilerin 4857 sayılı İş Kanununun 66.ncı maddesinde sözü geçen günlük çalışma süresinden sayılan zamanlar.
ü  Hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri.
ü  3153 sayılı Radiyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi Ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanuna dayanılarak çıkarılan tüzüğe göre röntgen muayenehanelerinde çalışanlara pazardan başka verilmesi gereken yarım günlük izinler.
ü  İşçilerin arabuluculuk toplantılarına katılmaları, hakem kurullarında bulunmaları, bu kurullarda işçi temsilciliği görevlerini yapmaları, çalışma hayatı ile ilgili mevzuata göre kurulan meclis, kurul, komisyon ve toplantılara ya da işçilik konuları ile ilgili uluslararası kuruluşların konferans, kongre veya kurullarına işçi veya sendika temsilcisi olarak katılması sebebiyle işlerine devam edemedikleri günler.
ü  İşçilerin evlenmelerinde üç güne kadar, ana veya babalarının, eşlerinin, kardeş veya çocuklarının ölümünde üç güne kadar verilecek izinler.
ü  İşveren tarafından verilen diğer izinler ile 4857 sayılı İş Kanununun 65 inci maddesindeki kısa çalışma süreleri.
ü  4857 sayılı İş Kanununun uygulanması sonucu olarak işçiye verilmiş bulunan yıllık ücretli izin süresi. 

4.      Yol İzni
Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara talepte bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır (İş Kanunu Md.56). 

5.      Yeni İş Arama İzni
Bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır (İş Kanunu Md.27). 

İşçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır. İşveren yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye ilişkin ücreti işçiye öder. İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırırsa, işçinin izin kullanarak bir çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı öder. 

6.      Doğum İzni
Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir (İş Kanunu Md.74). Kadın işçinin erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır. 

7.      Periyodik Kontrol İzni
Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir (İş Kanunu Md.74). 

8.      Doğuma Bağlı Ücretsiz İzin
İsteği halinde kadın işçiye, on altı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde on sekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir (İş Kanunu Md.74). 

Yukarıda belirtilen doğumdan önceki 8 haftalık (çoğul gebelik halinde 10 haftalık) ve doğumdan sonraki 8 haftalık izin sürelerinde işverenin işçiye ücret ödeme zorunluluğu bulunmamaktadır, işveren isterse öder. Ancak gerekli şartlar oluşmuşsa SGK tarafından sigortalıya iş göremezlik ödeneği ve emzirme ödeneği verilir. 

9.      Süt İzni
Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır (İş Kanunu Md.74). 

10.  Hastalık ve Dinlenme İzni
Bir haftalık süre içinde kalmak üzere hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri (İş Kanunu Md.46). 

Hastalık nedeniyle istirahatli olan işçi istirahat süresince izinli sayılır. Çalışabilir durumda olduğuna dair doktor raporu olmaksızın istirahatli işçinin çalıştırılması halinde aynı hastalığı sebebiyle yapılması gerekecek tedavi masrafları SGK tarafından işverenden alınır. 

11.  Diğer İzinler
Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinler (İş Kanunu Md.46). 

12.  Röntgen Muayenehanelerinde Çalışanlara Verilecek İzin
3153 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan Radyoloji, Radyum ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Tüzük hükümlerine göre röntgen muayenehanelerinde çalışanlara pazardan başka verilmesi gereken yarım günlük izinler. 

13.  Ücretsiz İzin:
İş Kanununda ücretsiz izinle ilgili olarak herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Ancak işçi – işveren arasında yapılmış yazılı bir iş sözleşmesi veya işyeriyle ilgili olarak yapılmış bir toplu iş sözleşmesi varsa ve bu sözleşmelerde ücretsiz izinle ilgili hükümler yer almışsa uygulamada bu hükümlere riayet edilmesi gerekir. Eğer böyle bir durum söz konusu değilse, işçinin mazereti halinde ücretsiz izin talebini yazılı olarak işverene iletmesi, işverenin de bu talebi kabul etmesi gerekir. Diğer taraftan işçinin talebi olmadığı halde eğer işveren işçiyi ücretsiz izne ayırmak istiyorsa işçinin onayını alması gerekir. İşveren işçinin onayı olmadığı halde onu ücretsiz izne ayırmak isterse işçi bu durumu hizmet akdinin feshi olarak kabul edip kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi haklarını işverenden talep edebilecektir.

Ücretsiz izin halinde hizmet akdi sona ermeyip devam etmektedir. 

Ø  İş Kanunu Yönünden Ücretsiz İzin
4857 sayılı İş Kanunu, yıllık ücretli iznin uygulanması başlıklı 56.maddesine göre “…işveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez…Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır…” İş Kanunu, analık halinde çalışma ve süt izni başlıklı 74.maddesine göre “…isteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde onsekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz…” 

Ø  İşçinin Rızası Dışına Ücretsiz İzin Kullandırılamaz
4857 sayılı İş Kanununda ücretsiz izin düzenlememiştir. İşveren, işçinin rızası (yazılı onayı) olmadan İş Kanununu gerekçe göstererek ücretsiz izin kullandıramaz.

İşveren ancak, işyerinde uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesi ve bu sözleşmede ücretsiz izne yönelik düzenleme varsa ücretsiz izin kullandırabilir. Aynı şekilde işçi ile işveren arasında düzenlenen iş sözleşmesinde (hizmet akdinde) ücretsiz izne ilişkin bir düzenleme olması durumunda ücretsiz izni işveren kullandırabilecektir. Bu şekilde bir düzenleme yoksa ve işçide ücretsiz izne yazılı onay vermiyorsa işveren ücretsiz izin kullandıramaz.

Ø  İşverence İşçinin Zorla Ücretsiz İzne Gönderilmesi
İşverence rızası olmadan zorla ücretsiz izne çıkarılan işçi ya kabullenip ücretsiz izin süresi sonunda tekrar işyerinde çalışmaya başlayacak, ya da kabul etmeyip iş sözleşmesine tek taraflı son verecektir.

İşverence zorla ücretsiz izne çıkarılan ve bu durumu kabul eden işçiden işveren ücretsiz izin dilekçesi alacaktır. Bu durumu kabul etmeyip iş sözleşmesini tek taraflı sona erdiren işçiye ise işveren hak kazanmak şartıyla kıdem tazminatını, yıllık izin ücreti olmak üzere yasal haklarını ödemek zorundadır. 

14.  Hafta Tatili İzni:
4857 sayılı İş Kanunu kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. 

15.  Ulusal Bayram ve Genel Tatillerde İzin:
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir. 

17.03.1981 tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanuna göre Ulusal Bayram ve Genel Tatil Günleri şunlardır; 

Ø  Ulusal Bayram:
ü  29 Ekim Cumhuriyet Bayramı (28 Ekim saat 13:00’ten itibaren 1,5 gün)

Ø  Genel Tatil Günleri:
ü  19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı
ü  30 Ağustos Zafer Bayramı
ü  Ramazan Bayramı (Arife günü saat 13.00′ten itibaren 3,5 gün)
ü  Kurban Bayramı (Arife günü saat 13.00′ten itibaren 4,5 gün)
ü  1 Ocak yılbaşı tatili
ü  1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü tatili (22/4/2009 tarih – 5892 sayılı Kanunla eklenmiştir) 


[1] Sözleşmenin kesintiye uğradığı hallerde Kıdem tazminatının ödenip iş akdiyle ilgili tüm edimler yerine getirilmiş olsa da burada izin hakkının sıfırlandığını söylemek mümkün değil. Hem yasanın lafzı, hem de çeşitli yargı kararları da bu yönde. Aynı işverene bağlı yerlerde çalışma süre hesabında topluca göz önüne alınır.  İş akdi sona erip aradan zaman geçtikten sonra yeni bir iş akdiyle işe başlandığında da aynı şartlar geçerlidir. Konuyla ilgili bir mahkeme kararındaki hükme sebep olan gerekçe şöyledir “Öte yandan, davanın dayanağını, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 54. maddesinin ilk fıkrasında yer alan "Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır" şeklindeki kural oluşturur. Gerçekten işçinin aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin yıllık izin hesabı yönünden birleştirilmesi anılan Yasa'nın amir hükmüdür.
Benzer bir düzenleme de, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi hükmüne göre halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasa'nın 14. maddesinin 2. fıkrasında yer almaktadır. Anılan hükümde, "İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır" şeklinde kurala yer verilmiştir. Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre, işçinin aralıklı çalışmalarında iş sözleşmesinin feshinin ardından, bir dönem için kıdem tazminatı ödenmiş olması halinde bahsi geçen çalışmaların tasfiye edilmiş olduğu sonucuna varılmaktadır. Kıdem tazminatı ödenmek suretiyle tasfiye edilen sürelerin işçinin aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde daha sonra gerçekleşen hizmet süresine eklenmesi, mümkün görülmemektedir. Buna karşın, iş sözleşmesi feshedildiği halde tazminatları ödenerek tasfiye edilmeyen hizmetlerin sonraki çalışma süresine ekleneceği, Dairemizce kabul edilmektedir. Yine işverenin ilerde daha az kıdem tazminatı ödeneme şeklinde bir uygulama içine girmesi halinde, işçi aleyhine sonuçlar doğuran bu tutumu yasalar karşısında korunmamakta ve yapılan ödeme avans niteliğinde kabul edilmektedir. “Yargıtay 9.H.D. E.2006/12556 K.2007/1252 T.30.01.2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder