31 Aralık 2015 Perşembe

YENİ ASGARİ ÜCRET 2016

Uzun tartışmalar sonucunda Yeni Asgari Ücret ilan edildi. Seçim vaadlerine uygun bir hale getirilmeye çalışılan rakam bir ön çalışma ile bakıldığında en basit hesaplamada AGİ de dahil edildiğinde 1.300,99 TL net hale getirilmiş. Hayırlı olması dileğiyle.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:
ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU KARARI 2015 / 1
Karar Tarihi: 30/12/2015 Karar     No : 2015/1
22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 39 uncu maddesi gereğince, iş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin asgari ücretini tespit etmekle görevli Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 02/12/2015 tarihinde başladığı çalışmalarını 30/12/2015 tarihine kadar sürdürmüş ve yaptığı dört toplantı sonucunda;
1)      Milli seviyede tek asgari ücret tespitine oybirliğiyle,
2)      İşçilerin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücretlerinin; 01/01/2016-31/12/2016 tarihleri arasında 54,9 (elli dört dokuz) Türk Lirası olarak tespitine, işveren temsilcilerinin muhalefetine karşılık oyçokluğuyla,
3)      İş bu Kararın, 4857 sayılı Kanunun 39 uncu maddesine dayanılarak hazırlanan Asgari Ücret Yönetmeliği'nin 11 inci maddesi gereğince Resmi Gazete'de yayımlanmasına oybirliğiyle,
karar verilmiştir.
GEREKÇE
Asgari ücret, bilindiği gibi ödenmesi zorunlu olan en az ücrettir.
Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca, asgari ücret, pazarlık ücreti değildir.
Asgari ücretin belirlenmesi sırasında, Komisyonumuz, bu çerçevede bir karar alınması için çalışmış, işçilerin geçim şartları ve 2016 yılı enflasyon hedefi gibi faktörleri değerlendirmiştir.
İşte bu çerçevede hareket eden Komisyonumuz; işçinin günlük asgari ücreti; 01/01/2016 - 31/12/2016 tarihleri arasında uygulanmak üzere 54,9 (ellidört dokuz) Türk Lirası olarak belirlemiştir.
Asgari Ücret Yönetmeliği'nin 11 inci maddesi gereğince, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nca belirlenen asgari ücret, Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihi izleyen ayın ilk gününden itibaren yürürlüğe girecektir.

ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU İŞVEREN TEMSİLCİLERİNİN MUHALEFET ŞERHİ
30.12.2015
2016 yılı tüketici enflasyonu yüzde 8 düzeyinde iken, asgari ücretin yüzde 30 oranında artırılması ve artıştan kaynaklanacak yükün büyük kısmının işletmelerin üzerine bırakılması birçok alandaki ekonomik dengeyi olumsuz yönde etkileyecektir.
Ülkemiz ekonomisinde işsizliğin arttığı, enflasyonun yükselme eğimi gösterdiği, ihracatın gerilediği, işletmelerin uluslararası alanda rekabetçiliğinin ve faaliyet karlarıma giderek zayıfladığı, yerli ve yabancı yatırımların yetersiz olduğu bir dönem yaşanmakta iken, asgari ücretin tespitine ilişkin olarak Anayasa'nın 55'inci maddesine yer alan hususlar dikkate alınmadan belirlenen asgari ücretin işverene maliyetindeki artış, işletmeleri çok zor koşullara sürükleyecektir.
Asgari ücret tüm ücretlerin temelini oluşturduğundan, söz konusu aşın artış en yüksek ücretler dahil bütün ücret kademelerini yukarı itecek ve işgücü maliyetlerini iç ve dış piyasalarda yabancı firmalarla rekabet edilemez seviyelere çıkarmanın yanı sıra, çalışma barışını ve toplu iş sözleşmesi düzenini de olumsuz etkileyecektir. Bu yönde belirlenen asgari ücret yeni istihdam yaratılmasını da güçleştireceği gibi, yalnız işveren ve işletmeleri değil, kayıtlı istihdamda son yıllarda yakalanan başarıyı ve orta vadede çalışanları da olumsuz etkileyecek mahiyettedir.
Komisyon karan; belirtilen olumsuz etkilerin dışında ayrıca, ülkemiz ihracatım olumsuz etkileyecek, istihdam kayıplarına neden olacak ve işsizliği artıracak, kayıt dişiliği büyütecek, maliyet artışı yüzünden enflasyonu yükseltecektir.

Yukarıda belirtilen gerekçeler çerçevesinde Komisyon kararına muhalif kaldık.

25 Kasım 2015 Çarşamba

KREDİ KARTLARINDA TAKSİT SÜRESİ DEĞİŞİKLİĞİ

25 Kasım 2015 Tarih ve 29543 sayılı BDDK Tarafından Banka Kartlarına dair yeni bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeye göre 9 ile sınırlandırılmış taksit sayısı bazı ürünler için 12’ye çıkarıldı. Ürün kategorisi sınırlı olsada özellikle eğitim alanı için bir nebze daha nefes alınabilirlik sağlandı. Düzenleme ile ilgili Yönetmelik metni aşağıdadır.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan:

Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

MADDE 1 – 10/3/2007 tarihli ve 26458 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(7) Mal veya hizmet alımı sonrası belli bir ücret karşılığı borcun taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemler de dâhil olmak üzere, kredi kartları ile gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresi dokuz ayı geçemez. Kuyumla ilgili harcamalarda bu süre dört ay, beyaz eşya ve mobilya ile eğitim ve öğrenim ücretine ilişkin harcamalarda ise bu süre on iki ay olarak uygulanır. Kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek telekomünikasyonla ilgili harcamalarda ve yemek, gıda, akaryakıt ile hediye kart, hediye çeki ve benzeri şekillerde herhangi somut bir mal veya hizmeti içermeyen ürünlerin alımlarında taksit uygulanamaz.”

“(8) Kurumsal kredi kartları ile, mal veya hizmet alımı sonrası belli bir ücret karşılığı borcun taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemler de dâhil olmak üzere gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresi dokuz ayı geçemez. Bu süre, beyaz eşya ve mobilya ile eğitim ve öğrenim ücretine ilişkin harcamalarda on iki ay olarak uygulanır.

MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür.

13 Ekim 2015 Salı

İŞ AKDİ FESHEDİLEN İŞÇİYE ÖDENECEK OLAN KIDEM VE İHBAR TAZMİNATLARININ HANGİ DÖNEMDE GİDER YAZILACAĞI

Konu ile ilgili olarak uzun zamandır Gelir İdaresinin görüşü piyasa uygulamalarıyla çelişiyordu. Gelir/Gider kavramındaki tahakkuk esası ile ilgili olarak daha önce SGK yasasında yapılan “Ödenmeyen Primler Gider Yazılamaz” kuralı şimdi de bu görüşle daha keskin bir çizgiyle “Kıdem Tazminatları” için de ortaya çıkmış oluyor. Her iki yasa değişikliği hem bahsettiğimiz temel kuralı ve “Dönemsellik İlkesi” ni ihlal etsede ( yani yasalar aslında birbirleriyle çelişse de, yine Yasaların “ Kendi Özel Yasalarında Aksine Hüküm Bulunmadıkça” kuralı nedeniyle uygulanmak zorundadır. Özelgenin tam metni önemli bölümleri vurgulanarak aşağıya alınmıştır.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı        : 84098128-120.01.02.07[40-2013-3]-143                                                                                 20/03/2015
Konu     : İş akdi feshedilen işçiye ödenecek olan kıdem ve ihbar tazminatlarının hangi dönemde gider yazılacağı.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 31.12.2012 tarihinde iş akdi feshedilen işçinin 2013 yılının Ocak ayında ödenecek olan kıdem ve ihbar tazminatlarının hangi dönemde gider yazılacağı, 31.12.2012 tarihli tazminat bordroları ile işçiden kesilen gelir ve damga vergilerinin hangi dönemde beyan edilip ödeneceği ile 2009 yılında iş akdi işveren tarafından haklı nedenlerle feshedilmiş işçiye ödenmeyen tazminat için iş mahkemesinde açılan ve 2012 yılında şirket aleyhine verilen karara istinaden ödenecek olan tazminatın 2012 yılı mali karının tespitinde gider yazılıp yazılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
1) GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6'ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8'inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.
Gelir Vergisi Kanununun 37'nci maddesinde ticari kazancın tarifi yapılarak her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, 40'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde ise, işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye, ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların ticari kazancın tespitinde gider olarak indirileceği  hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 61'inci maddesinde; ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği, yine bu Kanunun 25'inci maddesinin birinci fıkrasının  (7) numaralı bendi ile 1475 sayılı İş Kanunu ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlar ile Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Kanununa göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarlarının (hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz) gelir vergisinden müstesna olacağı hüküm altına alınmıştır.
Anılan Kanunun 94'üncü maddesinde, vergi tevkifatı yapmakla yükümlü kişiler ve kurumlar belirlenerek vergi tevkifatına tabi olan kazanç ve iratlar bentler halinde sıralanmış, maddenin birinci fıkrasının  (1) numaralı bendinde hizmet  erbabına  ödenen  ücretler  ile  61'nci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104'üncü maddelerine göre istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben ödemeyi yapanlar veya menfaati sağlayanlar tarafından tevkifat yapılacağı, 96'ncı maddesinde, vergi tevkifatının 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanacağı, bu maddede geçen hesaben ödeme deyiminin, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade ettiği, 98'inci maddesinde de, 94'üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri kârlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri, ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 4857 sayılı İş Kanununun 120'nci maddesinde; ''25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14'üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.'' hükmü yer almakta olup işçinin ya da çalışanın kıdem tazminatı almaya hak kazanabilme şartlarının düzenlendiği 1475 sayılı İş Kanununun 14'üncü maddesinde ise;
''Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:
1. İşveren tarafından bu Kanunun 24 üncü maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,
2. İşçi tarafından bu Kanunun 25 inci maddesi uyarınca,
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
5. 506 sayılı Kanunun 60'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı kanunun geçici 81'inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleriyle işten ayrılmaları nedeniyle,
Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
            ......
Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleri ile belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez?
hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre en yüksek gösterge ve ek göstergeden aylık ödemesi Başbakanlık Müsteşarına yapılmaktadır. Buna göre, kıdem tazminatının tavanı Başbakanlık Müsteşarına ödenecek emekli ikramiyesi tutarı kadardır.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; kıdem ve ihbar tazminatının gider kaydı konusunda Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesinde özel bir hüküm olmamakla birlikte maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi çerçevesinde kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için İş Kanununa göre işçinin kıdem tazminatına hak kazanması ve hak edilen kıdem tazminatının da işçiye ödenmiş olması gerekir. Tahakkuk etmiş olsa da ödenmemiş kıdem tazminatının gider yazılması mümkün değildir.

Bu nedenle,  iş akdinin fesih sözleşmesi ile sona erdirilmesi veya mahkeme kararı dolayısıyla şirketiniz tarafından çalışanlarınıza ödenecek kıdem ve ihbar tazminatı giderlerinin, yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde ödemenin yapıldığı dönemde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Ayrıca, söz konusu ödemeler dolayısıyla yapılan vergi tevkifatlarının, Gelir Vergisi Kanununun 98'inci maddesine istinaden ödemenin yapıldığı ayı takip eden ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile bildirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, söz konusu tazminatın 1475 sayılı Kanunun 14'üncü maddesine göre hesaplanacak kıdem tazminatına tekabül eden kısmı gelir vergisinden istisna olup, kıdem tazminatının istisnayı aşan kısmı ile ihbar tazminatının tamamı ise Gelir Vergisi Kanununun 61'inci maddesi uyarınca ücret olarak kabul edilecek ve gelir vergisi tevkifatına tabi tutulacaktır.
2) DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:  
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1'inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3'ncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 19'uncu maddesinde, genel ve özel bütçeli dairelerle il özel idareleri ve belediyeler, bankalar, iktisadi kamu teşekkülleri ile bunların iştirakleri ve müesseseleri ve benzeri teşekkül, iştirak ve müesseselerin ödemelerinde kullanılan ve nispi vergiye tabi bulunan makbuzlarla bu mahiyetteki kağıtlara ait vergilerin, bu ödemelerin yapılması, avans suretiyle ödemelerde avansın itası sırasında ilgili daire ve müesseseler tarafından istihkaklardan kesinti yapılması şekliyle tahsil edileceği; lüzum görülen hallerde damga vergisini istihkaktan kesinti yapılması şeklinde ödetme konusunda Bakanlığımıza yetki tanındığı; 23'üncü maddesinde, genel bütçeli daireler dışında kalan ve istihkaktan kesinti yapmak durumunda bulunan daire ve müesseseler tarafından bir ay içinde kesilen damga vergisinin, ertesi ayın yirminci (371 sıra no.lu VUK Tebliği uyarınca 23'üncü) günü akşamına kadar ödemenin yapıldığı yer vergi dairesine bir beyanname ile bildirileceği ve 26'ncı günü akşamına kadar yatırılacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 10 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile yaptıkları ödemelerden kestikleri gelir vergisini sorumlu sıfatıyla aylık muhtasar beyanname ile vergi dairesine bildirerek ödemek mecburiyetinde olan gerçek veya tüzel kişilerin, bu ödemeler sebebiyle düzenlenen kâğıtlara ait damga vergilerini de bu muhtasar beyanname ile aynı vergi dairesine ödemeleri Bakanlığımızca uygun görülmüştür.
Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün (1/b) fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre, iş akdi feshedilen işçilere yapılacak ihbar ve kıdem tazminatı ödemelerine ilişkin olarak işçilerden kesilen damga vergisinin, ödemeye ilişkin kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen ayın 23 üncü akşamına kadar vergi dairesine verilecek muhtasar beyanname ile bildirilmesi ve 26'ncı günü akşamına kadar ödenmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

12 Ekim 2015 Pazartesi

MADDİ HASARLI KAZA TESPİT TUTANAĞINA İLİŞKİN BASIN DUYURUSU


Hazine Müsteşarlığından 2015/137 Sayı ve 8 Ekim 2015 tarihli bir basın duyurusu yayınlanmıştır. Yollarımızda çokça rastlenen kazalar esnasında bilgi eksikliği nedeniyle ortaya çıkan sıkıntıları daha hızlı ve sorunsuz çözülür kılmak amacıyla yayınlanan bu duyuruyu önemine binaen yayınlamayı uygun buluyoruz. Basın Duyurusunun tam metni aşağıdadır. Tüm maddelerin dikkatle okunması ve bu metnin ruhsatınızın yanında bulunması birçok tereddütünüzü ortadan kaldıracaktır.

BASIN DUYURUSU

Bilindiği üzere, 1 Nisan 2008 tarihinden itibaren, maddi hasarlı kazalarda, daha önce polis veya jandarma tarafından tutulan kaza tespit tutanaklarının kazaya karışan vatandaşlarımız tarafından polis veya jandarmayı çağırmadan, kendi aralarında düzenleyebilmeleri ve bu tutanakların sigorta şirketlerince yapılacak tazminat ödemelerinde belge olarak kabul edilmesi imkânı getirilmiştir. Bu düzenleme ile, özellikle trafiği yoğun yerlerde uzun bekleme sürelerinin kısaltılması ve trafiğin uzun süre aksatılmaması amaçlanmıştır.
Uygulamaya ilişkin bazı hususların açıklığa kavuşturulması amacıyla aşağıdaki konuların kamuoyuyla paylaşılması yararlı görülmüştür.

  1. Ölümlü veya yaralanmalı kazalarda mutlaka trafik polisi ya da jandarma çağrılması gerekmektedir.
  2. Resmi araçların (Büyükşehir Belediyelerine ait toplu taşıma araçları hariç) karıştığı kazalarda da polis ya da jandarma çağrılması gerekmektedir.
  3. Tüm özel araçlar ile Büyükşehir Belediyelerine ait toplu taşıma araçlarının karıştığı maddi hasarlı kazaya karışanlar kendi aralarında kaza tespit tutanağı tutacaklardır.
  4. Kaza sonrası, mümkün ise kazanın oluş şeklini değişik açılardan gösteren birkaç fotoğraf çekildikten sonra, araçlar trafiği aksatmayacak şekilde uygun bir yere çekilecek, kaza tespit tutanağı orada düzenlenecektir. Fotoğraf çekilmesi zorunlu olmayıp, fotoğraf çekilmeden de araçların uygun bir yere alınması mümkün bulunmaktadır.
  5. Araçların kaza mahallinden çekilmesi kuralı, yalnızca maddi hasarlı kazalar için geçerli olup, yaralanmalı veya ölümlü kazlarda polis veya jandarma beklenecektir.
  6. Maddi hasarlı kaza tespit tutanakları sigorta acentelerinden, Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği (TSB) ile Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (TRAMER) internet sayfasından temin edilebileceği gibi var olan başka bir kişiden alınarak fotokopi yoluyla da temin edilebilir. Yola çıkılmadan önce söz konusu tutanakların temin edilmesinde yarar görülmektedir.
  7. Söz konusu tutanakların mobil telefonlar aracılığıyla Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin (TRAMER) sağladığı uygulamalar üzerinden doldurulması da imkân dâhilindedir. Söz konusu Mobil Kaza Tutana​ğı uygulaması sayesinde sürücüler, tutanak doldurma işlemlerini çok daha hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirebilmekte ve bu sayede tazminat süreçleri daha kısa sürede neticelendirilebilmektedir. Dolayısıyla, bu uygulamanın akıllı telefonlara Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin (TRAMER) internet sitesi üzerinden indirilmesi mümkündür.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

28 Ağustos 2015 Cuma

ELEKTRONİK TEBLİGAT - VUK 456 TEBLİĞ


2013 Yılı Ocak ayında yayınladığımız makalemizde alıntıladığımız “19 Ocak 2013 Tarih ve 28533 sayılı Resmi Gazetede Adalet Bakanlığı tarafından Teknolojiye uygun yeni bir yönetmelik yayınlandı. Çoğumuzu ilgilendiren yönetmelik aşağıdadır. Önemli bölümlerle ilgili yorum ve dikkat çekici bir çalışma yapılmıştır. Kısaca KEP olarak adlandırılacağını göreceğimiz bu uygulamanın uygulama sürecinin yakında başka tebliğlerle açıklanacağını bekliyorum. Ancak zorunluluğu olan şirketlerin “PTT Tarafından” mail adresi almaları yada kullanmayı tasarladıkları güvenilir bir mail adresini bildirmeleri gerekmektedir. ( İdareye teriminden yine PTT kanalıyla olması gerektiği anlaşılıyor.)

Başlığıyla Elektronik Tebligat Yönetmeliği hakkında açıklamalarda bulunmuştuk. Aslen aradan beklediğimizden daha uzun bir zaman geçtiğini kabul etmek lazım. Ancak Mali İdare konu ile ilgili düzenlemeyi tamamladı ve Uygulama Tarihi ve Esaslarını da açıkladı. Konuyu içeren tebliğ aşağıdadır. Tebliğin önem arzeden kısımları renklendirilmiştir. Başlangıç tarihi olarak 1.1.2016 seçildiğinden biran önce gerekli müracaatlarda bulunarak yoğunluğa kalmamayı öneririm.  Önceki yayınımıza blog üzerinde Mart 2013 tarihinde ulaşabilirsiniz.

456 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

Resmi Gazete No             : 29458
Resmi Gazete Tarihi        : 27/08/2015
1. Giriş
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 107/A maddesinde;
“Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93 üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir.
Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
hükmüne yer verilmiştir.
Kanunun 148 inci maddesinde; Kamu idare ve müesseseleri, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzelkişiler, Maliye Bakanlığının veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.
Kanunun 149 uncu maddesinde ise Maliye Bakanlığının kamu idare ve müesseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzel kişilere vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermek mecburiyeti getirmeye, mükerrer 257/4 üncü maddesinde de Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan Kanun hükümlerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tebliği gereken evraka ilişkin tebligatın elektronik ortamda yapılmasının sağlanması amacıyla aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.
2. Amaç ve Kapsam
Tebliğin amacı; vergi dairelerince düzenlenen ve muhataplarına 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın, Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla elektronik ortamda tebliğ edilmesi ile ilgili usul ve esasları belirlemektir.
Elektronik ortamda tebliğ ile ilgili oluşturulan sistem ve bu sistemin kullanımına ilişkin açıklamalara Tebliğin ilerleyen bölümlerinde yer verilmiştir.
3. Tanımlar
Tebliğde geçen;
a) Bakanlık: Maliye Bakanlığını,
b) Başkanlık: Gelir İdaresi Başkanlığını,
c) Elektronik İmza: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 4 üncü maddesinde tanımlanan güvenli elektronik imzayı,
ç) Elektronik Tebligat: 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın Elektronik Tebligat Sistemi ile muhatapların elektronik adreslerine tebliğ edilmesini,
d) Elektronik Tebligat Adresi: Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından internet vergi dairesi bünyesinde oluşturulacak tebliğe elverişli elektronik ortamı,
e) Elektronik Tebligat Sistemi: Bilişim sistemleri vasıtasıyla muhatabın elektronik tebligat adresine iletilmek üzere, tebliğ evrakının gönderildiği ve elektronik ortamda delillendirilerek tesliminin sağlandığı sistemi,
f) İnternet Vergi Dairesi: Mükellefler tarafından beyanname gönderilmesi, ödeme yapılması, vergi levhası, borcu yoktur yazısı alınması gibi vergisel işlemlerin yapıldığı ve https://intvd.gib.gov.tr adresinden ulaşılan elektronik ortamı,
g) İşlem Zaman Bilgisi: Bir elektronik verinin, üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği, alındığı ve/veya kaydedildiği zaman bilgisini,
ğ) Kanun: 213 sayılı Vergi Usul Kanununu,
h) Muhatap: Elektronik ortamda tebligat yapılacak olanları,
ı) Olay Kaydı: Elektronik tebligat hizmetinin verilmesi esnasında meydana gelen tüm bilişim sistemi işlem kayıtlarını,
i) Vergi dairesi: Muhataplara 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edilecek evrakı düzenleyen daireyi,
ifade eder.

4. Elektronik Tebligat Yapılacak Kişiler
Kanunun 107/A maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili teknik altyapı kurulmuş ve tebliğe elverişli elektronik tebligat adresi, Başkanlık tarafından internet vergi dairesi bünyesinde oluşturulmuştur.
Kanun hükümlerine göre tebliği gereken elektronik imzalı evrak, elektronik tebligat sistemi kullanılmak suretiyle muhatabın elektronik tebligat adresine tebliğ edilebilecektir.
Bu Tebliğ ile tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirilen ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılabilecek olanlar aşağıda belirtilmiştir.
a) Kurumlar vergisi mükellefleri
b) Ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar (Kazançları basit usulde tespit edilenlerle gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler hariç)
c) İsteğe bağlı olarak kendilerine elektronik tebligat yapılmasını talep edenler
Kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılabilecek olanlar, Tebliğle belirlenen sürelerde bildirimde bulunarak elektronik tebligat adresi almak ve elektronik tebligat sistemini kullanmak zorundadır.
Bu mükelleflerin dışında kendilerine elektronik tebligat yapılmasını talep eden kişiler de sistemden isteğe bağlı olarak yararlanabileceklerdir.

5. Bildirim Yükümlülüğü ve Elektronik Tebligat Adresi Edinme
5.1. Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin Bildirimi ve Elektronik Tebligat Adresi Edinmesi
Elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda olan kurumlar vergisi mükelleflerinin, 01.01.2016 tarihine kadar örneği Tebliğ ekinde yer alan “Elektronik Tebligat Talep Bildirimi (Şirketler ve Diğer Tüzel Kişiler İçin)”ni (EK:1) kurumlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir. Bu mükellefler, söz konusu bildirimi kanuni temsilcileri veya elektronik tebligat sistemi ile ilgili işlemleri yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler aracılığıyla bizzat teslim edeceklerdir.
Bu Tebliğde getirilen zorunlulukların başladığı tarihten sonra mükellefiyet tesis ettiren kurumlar vergisi mükellefleri ise işe başlama tarihini takip eden 15 gün içerisinde Elektronik Tebligat Talep Bildiriminde bulunmak zorundadır.
Yapılan başvurunun değerlendirilmesi sonucu, gerekli şartları taşıyan mükelleflere internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi verilecektir. Böylece bu mükellefler elektronik tebligat adresi edinmiş olacaklardır.
5.2. Gelir Vergisi Mükelleflerinin Bildirimi ve Elektronik Tebligat Adresi Edinmesi
Elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda olan gelir vergisi mükelleflerinin, 01.01.2016 tarihine kadar örneği Tebliğ ekinde yer alan “Elektronik Tebligat Talep Bildirimi (Gerçek Kişiler İçin)”ni (EK:2) internet vergi dairesinde elektronik ortamda doldurmaları ve elektronik tebligat sistemini kullanmaya başlamaları gerekmektedir.
Bu mükelleflerin, söz konusu bildirimi kendileri veya elektronik tebligat sistemi ile ilgili işlemleri yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler aracılığıyla gelir vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine bizzat vermeleri de mümkündür.
İnternet vergi dairesini kullanarak elektronik ortamda bildirimde bulunan gelir vergisi mükelleflerine internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi verilmeyecek olup bu mükellefler sisteme her girişlerinde sistem tarafından kimlik doğrulaması yapılmak suretiyle elektronik tebligat sistemini kullanabileceklerdir.
Vergi dairesine bizzat veya vekili aracılığıyla başvuran gerçek kişi mükelleflerin başvuruları değerlendirilecek ve gerekli şartları taşıyan mükelleflere internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi verilecektir.
İnternet vergi dairesini kullanarak elektronik ortamda veya vergi dairesine bizzat başvurarak sistemi kullanacak olan gelir vergisi mükellefleri, elektronik tebligat adresi edinmiş olacaklardır.
Tebliğde getirilen zorunlulukların başladığı tarihten sonra mükellefiyet tesis ettiren gelir vergisi mükellefleri, mükellefiyet tesisi sırasında bizzat veya elektronik tebligat sistemi ile ilgili işlemleri yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler aracılığıyla örneği Tebliğin ekinde (EK: 2) yer alan bildirimi doldurarak ilgili vergi dairesine vermek zorundadır.
5.3. İsteğe Bağlı Olarak Kendilerine Elektronik Tebligat Yapılmasını Talep Edenlerin Bildirimi ve Elektronik Tebligat Adresi Edinmesi
Tebliğ ile getirilen zorunluluk kapsamına girmeyen ancak isteğe bağlı olarak kendilerine elektronik tebligat yapılmasını talep eden tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan teşekküller Tebliğin (5.1) bölümünde açıklandığı şekilde katma değer vergisi veya gelir (stopaj) vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine başvuruda bulunarak sistemi kullanabileceklerdir.
Benzer şekilde, Tebliğ ile getirilen zorunluluk kapsamına girmeyen gerçek kişi muhatapların, Tebliğin (5.2) bölümünde açıklandığı şekilde internet vergi dairesi aracılığıyla başvurarak veya ikametgahlarının bulunduğu yer vergi dairesine bizzat veya elektronik tebligat sistemi ile ilgili işlemleri yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler aracılığıyla başvuruda bulunarak sistemi kullanmaları mümkündür.
5.4. İnternet Vergi Dairesi Kullanıcı Kodu, Parola ve Şifresi Edinme
Elektronik tebligat sistemini kullanmak üzere, Tebliğ ekinde yer alan Elektronik Tebligat Talep Bildirimi ile bildirimde bulunan mükelleflere vergi dairesince, müracaat anında sistemden üretilecek internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifreyi ihtiva eden kapalı bir zarf verilecektir.
Şifre zarfının mükellefe veya yetki verilen kişiye tesliminde, “... Vergi Dairesi Başkanlığı/Müdürlüğünün... vergi kimlik numaralı mükellefi .....................’ya Elektronik Tebligat Sistemi ve İnternet Vergi Dairesi işlemlerinde kullanmak için kullanıcı kodu, parola ve şifreyi ihtiva eden zarf, kapalı olarak teslim edilmiştir.” şeklinde bir “Teslim Tutanağı” tanzim edilecek ve söz konusu tutanak, mükellef veya noterde verilmiş vekaletnameyle yetki verdiği kişi, müdür/vergi dairesi müdürü veya müdür yardımcısı tarafından tarih konulmak suretiyle imzalanacaktır. Tanzim edilen Teslim Tutanağı ile Elektronik Tebligat Talep Bildiriminin birer örneği mükellefin dosyasında muhafaza edilecektir.

6. Elektronik Tebligatın Gönderilmesi ve Muhatabına İletilmesi
213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrak, elektronik imza ile imzalanacak ve vergi dairesi adına Başkanlık tarafından tebliğ yapılacak muhatabın elektronik tebligat adresine iletilecektir.
Elektronik tebligat sistemine internet vergi dairesi üzerinden erişilecektir. İnternet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresine sahip olan gerçek ve tüzel kişiler şifreleriyle elektronik tebligat adreslerine ulaşacaklardır. İnternet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi olmayan gerçek kişiler ise sisteme her girişte yapılan kimlik doğrulaması ile elektronik tebligat adreslerine erişeceklerdir.
Kanunun 107/A maddesi gereğince, elektronik imzalı tebliğ evrakı, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacaktır.
Olay kayıtları, İşlem Zaman Bilgisi eklenerek, erişilebilir şekilde arşivlerde otuz yıl süreyle saklanacaktır. Hesaba erişim bilgilerinin iletimi ile sisteme erişimin güvenli bir şekilde yapılması için gerekli tedbirler Başkanlık tarafından alınacak olup talep halinde elektronik tebligata ilişkin delil kayıtları ilgilisine veya yetkili mercilere sunulacaktır.

7. Elektronik Tebligat Sisteminden Çıkış
Zorunlu veya ihtiyari olarak elektronik tebligat sistemine dahil olanların aşağıdaki durumlar dışında sistemden çıkmaları mümkün değildir.
Tüzel kişilerde ticaret sicil kaydının silindiği (nevi değişikliği ve birleşme halleri dahil) tarih itibarıyla, elektronik tebligat adresi kapatılır. Gerçek kişilerde ise ilgilinin ölümü veya gaipliğine karar verildiğinin idare tarafından tespit edildiği durumlarda ölüm/karar tarihi itibarıyla ilgilinin elektronik tebligat adresi re’sen kapatılır. Mirasçıların bağlı olunan vergi dairesine başvurması halinde de müteveffanın elektronik tebligat adresi kullanıma kapatılır.

8. Muhatabın Sorumluluğu
Muhatap;
a) Elektronik Tebligat Talep Bildirimini süresinde, tam ve doğru olarak vergi dairesine beyan etmekle,
b) Beyan edilen bilgilerde meydana gelecek değişiklikleri öncesinde veya en geç değişiklik tarihinde vergi dairesine bildirmekle,
c) Elektronik Tebligat Talep Bildiriminde belirtilen tüm şartlara riayet etmekle,
ç) Sistem kullanımına ilişkin olarak kendisine verilmiş olan kullanıcı kodu, parola ve şifre gibi bilgilerini korumakla, üçüncü kişilerle paylaşmamakla ve başkasına kullandırmamakla,
d) Sistem kullanımına ilişkin olarak kendisine verilmiş olan kullanıcı kodu, parola ve şifre gibi bilgilerin istenmeyen şekilde üçüncü kişilerin eline geçtiğini tespit ettiğinde derhal vergi dairesine bilgi vermekle,
yükümlüdür.
Yukarıda yer verilen sorumlulukların yerine getirilmemesinden doğacak hukuki sonuçlar muhatabın sorumluluğunda olup tüm bildirimler vergi dairesine ulaştığı anda sonuç doğurur.

9. Ceza Hükümleri
Elektronik tebligat sistemine dahil olması zorunlu olanlardan bu Tebliğ ile getirilen yükümlülüklere uymayanlar için Kanunun 148, 149 ve mükerrer 257 nci maddeleri uyarınca, Kanunun Mükerrer 355 inci maddesindeki cezai müeyyide uygulanır.
Ceza uygulaması sonrasında re’sen oluşturulan internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi gerçek kişilerde mükellefe, tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde doğrudan kanuni temsilcisine tebliğ edilir ve elektronik tebligat adreslerine tebligat gönderimine başlanılır.

10. Diğer Hususlar
Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrak muhataplara elektronik tebligat sistemi ile tebliğ edilebileceği gibi Kanunda yer verilen diğer tebligat hükümlerine göre de tebliğ edilebilir.
Bağlı vergi dairesi müdürlüklerinde (mal müdürlükleri) elektronik tebligat sistemine teknolojik uyum çalışmaları devam etmekte olduğundan, bağlı vergi dairesi müdürlüklerinin mükellefleri Tebliğ kapsamında bulunmamaktadır.
Elektronik Tebligat uygulamasına, 01.01.2016 tarihi itibariyle başlanılacaktır.
Ancak bu tarihten önce bildirimde bulunanlara 01.10.2015 tarihinden itibaren elektronik tebligat yapılabilir.

11. Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

12. Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Tebliğ olunur.

 

8 Temmuz 2015 Çarşamba

MALİ TATİL HAKKINDA


Ülkemizde 5604 sayılı yasanın 28 Mart 2007 tarih ve 26476 sayılı resmi gazetede yayımlanmasıyla Mali Tatil yasal statü kazanmıştır. Yasanın gerekçesinde;
“Muhasebe Meslek mensupları ve personeli, başta meslek yasasında belirtilen işler olmak üzere çeşitli yasalar nedeniyle meydana çıkan, güncel mali ve ekonomi ile ilgili işler nedeniyle yoğun ve yorucu bir iş temposuyla çalışmakta, ruhen ve bedenen yorulmakta ve kendilerine ayrılan bir tatil zamanı olmadığından dolayı yeterince dinlenememektedirler. Bu durum, muhasebe işlemlerinin, mali işlemlerin ve diğer çeşitli işlerin verimini düşürmekte, düzenli olarak yürütülmesini engellemekte, ülke ekonomisine ve sosyal hayata olumsuz etkileri olmaktadır” ifadesi yer almaktadır.
Anılan düzenleme ile mali tatil her yıl Temmuz ayının birinci günü başlar ve Temmuz ayının yirmisini takip eden gün son bulur. Burada sözü edilen günlerin tatil olması halinde takip eden ilk iş gününde başlayacağı yine yasal olarak düzenlenmiştir.
Yine aynı düzenleme ile tatil süresince verilmesi zorunlu ve yasa dahilinde söz edilen bildirim ve beyannamelerin mali tatilin bildiriminden itibaren yedi gün süre ile uzayacağı da hüküm altına alınmıştır.
Mali tatil süresi içerisinde verilmesi gereken bildirim ve beyannamelerin verilme süreleri ile yine aynı sürede yer alan ödemelerin yasal düzenleme doğrultusunda yedi gün uzayacağı tabiidir. 
Mali Tatil kavramı göz önüne alındığında mali işlemlerle ilgili her işlemin bu kapsamda değerlendirilebileceğine dair bir kanıya yada sonuca varmak yanlıştır. Her yıl düzenleme ile ilgili sonucun değerlendirilebilmesi için mali tatilin bitiş tarihi olan Temmuz tarihinin tatil olup olmaması önem arz etmektedir. 
Ülkemizde Mali Tatile rastlayan bazı süreler tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış olacaktır.
Kapsamdaki beyanların son tarihleri ile ödeme süreleri de mali tatilden etkilenmektedir. Bu durum sadece mali tatil nedeniyle bildirim ve beyanı uzayan işlemlerle bağlantılıdır. Ödeme süreleri yedi günlük süreye üç günlük sürenin ilave edilmesi ile oluşturulmuş ancak ay aşımı olması mümkün kılınmamıştır.  
Mali Tatil yukarda da açıkladığımız işlemler çerçevesinde düzenlemeler yapmaktadır, beyan ve ödemeler sınırında. Bunlar kısmen incelemeye başlama vergi dairelerinde dava açma gibi bazı süreleri de kapsamaktadır. Ancak yasanın tarafları açısından bakıldığında ki bu genel olarak Meslek Mensuplarıdır, kapsamın geniş çaplı olduğunu düşünmek mümkün değildir.
Yine adıgeçen yasanın 3.maddesi “Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirli sürelerde yapılması gereken muhasebe kayıt süreleri, bildirim süreleri ve vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri malî tatil süresince işlemez. Belirtilen süreler malî tatilin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlar” şeklinde olduğundan kayıt süreleri ile ilgili VUK düzenlemelerinin de bu yasadan etkilenmediğini bilmek gerekir.
2015 Yılı takvimine göre süreler ile ilgili gerçekleşme tablo halinde aşağıdadır;

BEYANNAME
DÖNEMİ
BEYAN TARİHİ
SON ÖDEME TARİHİ
 FORM Ba ve FORM Bs
Haziran
31.07.2015
-
 DAMGA VERGİSİ
Haziran
27.07.2015
30.07.2015
 MUHTASAR (AYLIK)
Haziran
27.07.2015
30.07.2015
 MUHTASAR (ÜÇ AYLIK
Nisan - Haziran
27.07.2015
30.07.2015
 KATMA DEĞER VERGİSİ
Haziran
27.07.2015
30.07.2015
 BANKA SİGORTA M.VERGİSİ
Haziran
27.07.2015
30.07.2015
 ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ
Haziran
27.07.2015
30.07.2015
 SGK AYLIK PRİM HİZMET BELGESİ
Haziran
27.07.2015
31.07.2015


20 Haziran 2015 Cumartesi

E-FATURA / E-DEFTER KAPSAMINDA GENİŞLEME - VUK 453 / 454 / 455 SAYILI TEBLİĞLER

Maliye Bakanlığı 20 Haziran 2015 Tarih ve 29392 sayılı Resmi Gazetede 3 adet VUK tebliği yayınladı. Özellikle 454 sayılı tebliğ e-fatura uygulamasının yeni kapsamını belirliyor. Yeni had 2015 yılında birçok mükellefi de kapsam dahiline alacak ve çerçeve bir hayli genişleyecek gibi görünüyor. İlgili bölüm özellikle renklendirilmiştir. Yine e-uygulamalar kapsamına getirilen yenilik ve borçların açıklanma konularının da dikkatle okunması gerekir. Adıgeçen tebliğler aşağıdadır.

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 453)
1. Giriş ve Yetki
Günümüzde gittikçe artan ve karmaşıklaşan mükellef ve mükellefiyete ilişkin faaliyetlerin etkin ve hızlı şekilde kavranması ve kayıt altına alınması tüm vergi idareleri açısından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle yoklama faaliyetlerinin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması için gelişen bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması, bu faaliyetlerin dinamik ve organize bir yapıda yürütülmesi ve gelişen teknolojiye uygun yeni usul ve esaslarının belirlenmesi zorunluluk haline gelmiştir.
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 127 nci maddesinde mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddî olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmek olarak tanımlanan yoklama faaliyetlerinin elektronik ortamda yapılabilmesi ve sonuçlarının etkin bir şekilde izlenebilmesi amacıyla 27/3/2015 tarihli ve 6637 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile Vergi Usul Kanununa aşağıda hükümlerine yer verilen 132/A maddesi eklenmiştir.
“Vergi Usul Kanunu Madde 132/A-
Yoklama neticeleri, yoklama yerinde bu Kanunun 131 inci maddesinde yer alan yoklama fişi ile aynı mahiyette olan, elektronik ortamda tanzim olunan "yoklama fişi" ile de kayıt altına alınabilir. Bu fiş, nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi tarafından elektronik imza araçlarıyla imzalanır. Yoklama fişinin elektronik imza araçlarıyla imzalanmaması durumunda yoklama fişini temsil eden ve yoklama fiş muhteviyatının değiştirilemeyeceğini güvence altına alan benzersiz bir kodun üzerine yazıldığı bir form imzalanır.
Maliye Bakanlığı elektronik ortamda kayıt altına alınan yoklama fişleri ile birinci fıkrada belirtilen formların şekil ve muhteviyatını tespit etmeye, bunların şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle imzalanması usul ve esaslarını belirlemeye, bunları internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında ilgili kişilere göndermeye ve elektronik ortamda yürütülecek yoklama faaliyetlerine ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
Söz konusu hükümlerin Maliye Bakanlığına tanıdığı yetkilere istinaden, elektronik yoklamaya ilişkin belirlenen usul ve esaslar aşağıda açıklanmaktadır.
2. Tanımlar ve Kısaltmalar
Bu Tebliğde geçen;
Başkanlık: Gelir İdaresi Başkanlığını,
Benzersiz Kod: Elektronik ortamda düzenlenen e-yoklama fişinin değiştirilemeyeceğini güvence altına alan ve sadece düzenlenen fişe ait tekil numarayı,
E-Yoklama Fişi: Elektronik ortamda yapılan yoklama faaliyetleri sonucunda düzenlenen fişi,
E-Yoklama İmza Formu: Seri-sıra numarası ihtiva eden, e-yoklama fişini temsil eden, benzersiz kodun üzerine yazıldığı formu,
Elektronik İmza Araçları: E-yoklama fişinin nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi tarafından elektronik ortamda imzalanmasını sağlayan nitelikli elektronik sertifika veya mali mührü,
Elektronik Yoklama Sistemi: Yoklama faaliyetlerine ilişkin süreçlerin elektronik ortamda yürütülmesini, yoklama faaliyeti sonucunda kayıt altına alınan delil niteliğindeki verilerin (resim, video, koordinat vs. dahil) Başkanlık ve ilgilisine elektronik ortamda iletilmesini sağlayan sistemi,
Mali Mühür: 5/3/2010 tarihli ve 27512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 397 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği çerçevesinde Başkanlık için TÜBİTAK-BİLGEM KamuSM bünyesinde oluşturulan elektronik sertifika alt yapısını,
Nitelikli Elektronik Sertifika: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 9 uncu maddesinde tanımlanan elektronik imzayı,
ifade eder.
3. Elektronik Yoklama Sistemi
Elektronik Yoklama Sistemi ile yoklama talebinin oluşturulması, oluşturulan talebin yoklamaya yetkililere iletilmesi, yoklama fişinin oluşturulması, kayıt altına alınması ve onaylanması ile yoklama fişinin ilgilisine iletilmesi işlemleri elektronik ortamda gerçekleştirilecektir.
Yoklama fişlerinin elektronik ortamda oluşturularak kayıt altına alınması, bunların elektronik imza araçları ile onaylanması ya da formun ıslak olarak imzalanması, bu şekilde hazırlanacak olan bilgi ve belgelerin internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında ilgili kişilere gönderilmesi esas olmakla birlikte, yoklama faaliyetinin herhangi bir nedenle elektronik ortamda yürütülememesi halinde söz konusu işlemler genel hükümler doğrultusunda yerine getirilecektir.
3.1. E-Yoklama Fişi
3.1.1. E-Yoklama Fişinin Oluşturulması ve İmzalanarak Onaylanması
E-yoklama fişleri, yoklamaya yetkililer tarafından yoklama faaliyetinin amaç ve içeriğine göre belirlenmiş iş kuralları çerçevesinde, mobil cihazlar aracılığıyla elektronik ortamda oluşturulur.
Yoklama sırasında tespit edilen hususlar, nezdinde yoklama yapılana veya yetkilisine mobil cihaz ekranında ön izleme yaptırılmak suretiyle okutulur ve doğruluğu noktasında karşılıklı olarak mutabık kalınması halinde;
a. Nezdinde yoklama yapılanın elektronik imza aracı bulunması durumunda; nezdinde yoklama yapılan kişi veya yetkilisi tarafından elektronik imza aracı kullanılarak e-yoklama fişi imzalanır,
b. Nezdinde yoklama yapılanın elektronik imza aracı bulunmaması durumunda; yoklamaya ilişkin özet bilgilerle benzersiz kodun üzerine yazıldığı e-yoklama imza formu, tarih yazılmak suretiyle yoklamaya yetkililer ve nezdinde yoklama yapılan kişi veya yetkilisi ile birlikte karşılıklı olarak ıslak imza ile imzalanır.
Yukarıda belirtildiği şekilde nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi tarafından imzalanan e-yoklama fişi yoklamaya yetkililer tarafından elektronik ortamda onaylanarak imzalanma süreci tamamlanır.
3.1.2. E-Yoklama Fişinin İmzalanmadan Onaylanması
Elektronik ortamda yoklama fişinin tanzimi sırasında, nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi bulunmaz veya imzadan imtina ederlerse bu durum  mobil cihaz üzerinde ve e-yoklama imza formunda kayıt altına alınır. Bu durumda yoklama fişi yoklamaya yetkili memur tarafından başka bir işleme gerek kalmaksızın tek taraflı olarak onaylanır ve e-yoklama imza formunun bir örneği ilgilisine bırakılır.
3.2. Elektronik Yoklama Fişlerinin İletilmesi
E-yoklama fişi, internet vergi dairesi üzerinde yer alan “Elektronik Yoklama Görüntüleme” menüsünden görüntülenebilir ve çıktısı alınabilir. Aynı şekilde bağlı bulunulan vergi dairesi/mal müdürlüğüne mükellef ya da yetkilisi tarafından başvurulması halinde kağıt ortamında bir örneği verilir. Elektronik ortamda yoklama fişinin tanzimi sırasında nezdinde yoklama yapılana veya yetkilisine ulaşılamazsa,  e-yoklama fişinin çıktısı alınarak mükellefin bilinen adresine 7 gün içerisinde gönderilir.
4. Yoklama Faaliyetinin Elektronik Ortamda Yapılamaması
Yoklama faaliyetinin teknik imkansızlık ya da yapılacak işin niteliği gereği elektronik ortamda yapılamaması halinde, yoklama fişi kağıt ortamında üç örnek olarak düzenlenir ve nezdinde yoklama yapılana veya yetkilisine imzalatılır. Nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi bulunmaz veya imzadan imtina ederse durum fişe yazılır. Yoklama fişlerinin birinci örneği nezdinde yoklama yapılana veya yetkilisine bırakılır. Bunlar bulunmazsa ilgilisine 7 gün içerisinde gönderilir.
5. Uygulamanın Başlama Zamanı
Elektronik Yoklama Sisteminin uygulanmasına 1/9/2015 tarihinde başlanılacaktır.
Tebliğ olunur.

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 454)
1. Giriş
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 ile mükerrer 242 nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden 14/12/2012 tarihli ve 28497 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile zorunluluk getirilen mükelleflere ilave olarak elektronik defter tutma ve elektronik fatura (e-fatura) uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükelleflerin kapsamının genişletilmesi ve ihracat işlemlerinde e-Fatura uygulamasına ilişkin usul ve esaslar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.
2. Elektronik Defter ve Elektronik Fatura Kullanma Zorunluluğu Getirilen Mükellefler
421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile zorunluluk getirilen mükelleflere ilave olarak aşağıda sayılan mükelleflere elektronik defter tutma ve e-fatura uygulamasına geçme zorunluluğu getirilmiştir.
a) 2014 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı 10 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler.
b) 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli I sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans alan mükellefler. Bayilik lisansı olanlar, münhasıran bu lisansa sahip olmaları nedeniyle bu bent kapsamında değerlendirilmeyecektir.
c) Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli III sayılı listedeki malları imal, inşa ve ithal eden mükellefler.
(a) bendindeki şartı, 2014 hesap döneminde sağlayan mükellefler 1/1/2016 tarihinden itibaren, 2015 veya müteakip hesap dönemlerinde sağlayan mükellefler ise ilgili hesap dönemine ilişkin gelir/kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihi takip eden hesap döneminin başından itibaren, (b) ve (c) bentlerinde sayılanlardan bu Tebliğin yayım tarihinden önce lisans alan veya mükellefiyet tesis ettirenler 1/1/2016 tarihinden itibaren, bu Tebliğin yayım tarihinden sonra lisans alan veya mükellefiyet tesis ettirenler ise, lisans aldıkları ya da mükellefiyet tesis ettirdikleri tarihi izleyen hesap döneminin başından itibaren elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçmek zorundadır. Bununla birlikte, lisans ya da mükellefiyet tesis tarihi ile izleyen hesap dönemi arasındaki sürenin üç aydan kısa olması halinde isteyen mükellefler bir sonraki hesap döneminin başından itibaren elektronik defter tutabilecekler ve e-Fatura uygulamasına geçebileceklerdir.
Örnek 1: (A) A.Ş. 2015 hesap dönemi sonu itibarıyla 10 Milyon TL brüt satış hasılatını aşmıştır. Bu durumda (A) A.Ş.’nin 31/12/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2017 tarihinden itibaren elektronik defter tutmak ve e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.
Örnek 2: 1/7/XXXX-30/6/XXXX özel hesap dönemine tabi (B) Ltd. Şti. 30/6/2016 hesap dönemi sonu itibarıyla 10 Milyon TL brüt satış hasılatına ulaşmış bulunmaktadır. Bu durumda (B) Ltd. Şti.’nin, 30/6/2017 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak, kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihi (31/10/2016) izleyen özel hesap döneminin başlangıcı olan 1/7/2017 tarihinden itibaren elektronik defter tutmak ve e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.
Örnek 3: (C) A.Ş. ÖTV I sayılı listedeki mallara ilişkin teslim faaliyetinde bulunması sebebiyle EPDK’dan 5/5/2012 tarihinde lisans almıştır. Buna göre, bu Tebliğin yayım tarihinden önce lisans alan (C) A.Ş.’nin 31/12/2015 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2016 tarihinden itibaren elektronik defter tutmak ve e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.
Örnek 4: (E) A.Ş. ticari faaliyeti ile ilgili olarak 5/5/2016 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine başvurarak Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli III sayılı listeden dolayı mükellefiyet tesis ettirmiştir. Buna göre, bu Tebliğin yayım tarihinden sonra ÖTV III sayılı listedeki mallar nedeniyle mükellefiyet tesis ettiren (E) A.Ş.’nin, e-fatura ve e-defter uygulamasına geçmek için 31/12/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2017 tarihinden itibaren elektronik defter tutmak ve e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.
Örnek 5: (F) A.Ş. ticari faaliyeti ile ilgili olarak 5/10/2015 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine başvurarak Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli III sayılı listeden dolayı mükellefiyet tesis ettirmiştir. Bu durumda, bu Tebliğin yayım tarihinden sonra ÖTV III sayılı listedeki mallar nedeniyle mükellefiyet tesis ettiren (F) A.Ş., mükellefiyet tesis tarihi ile izleyen hesap döneminin başlangıcı olan 1/1/2016 tarihi arasındaki sürenin üç aydan kısa olması nedeni ile 31/12/2015 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2016 tarihinden itibaren elektronik defter tutup  ve e-Fatura uygulamasına geçebileceği gibi; söz konusu uygulamalara 31/12/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2017 tarihinden itibaren de geçebilecektir.
10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar ile iktisadi kamu kuruluşlarının bu Tebliğ kapsamında elektronik fatura uygulamasına geçme ve elektronik defter tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bu Tebliğ kapsamında elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçme zorunluluğu getirilen mükellefler; tam bölünme, birleşme (devralma şeklinde birleşme ve yeni kuruluş şeklinde birleşme) veya tür (nev’i) değişikliğine gitmeleri halinde devrolunan veya birleşilen tüzel kişi mükellefler ile tam bölünme veya tür (nev’i) değişikliği sonucunda ortaya çıkan yeni tüzel kişi mükellefler de e-Fatura uygulamasına geçmek ve elektronik defter tutmak zorundadır. Bu durumda uygulamalara geçme süresi hiçbir koşulda işlemin ticaret siciline tescil tarihini izleyen ayın başından itibaren 3 ayı geçemez.
3. İhracat İşlemlerinde e-Fatura Uygulaması
e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, bahsi geçen faturalarını da 1/1/2016 tarihinden itibaren e-fatura olarak düzenleyeceklerdir. Söz konusu faturaların e-fatura olarak düzenlenmesi ve gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar ile uygulamadan yararlanma yöntemleri www.efatura.gov.tr adresinde yayımlanan “e-Fatura Uygulaması Gümrük İşlemleri Kılavuzu”nda ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
Tebliğ olunur.

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 455)

4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir. Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adli ve idari soruşturmalarla ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm uyarınca, ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlar dolayısıyla kesinleşen vergi ve cezalar ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezaların açıklanmasına ilişkin usuller 27/1/2001 tarihli ve 24300 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 293 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile tespit edilmiştir.
Anılan maddenin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden;
- 2015 yılında yapılacak açıklamaların, Türkiye genelindeki vergi dairelerinde (vergi dairesinin ilan koymaya mahsus yerlerinde asılmak suretiyle) 15 Temmuz 2015 ila 14 Ağustos 2015 tarihleri arasında, 01 Eylül 2015 tarihinden itibaren de Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde yapılması,
- Açıklama kapsamına, her bir vergi dairesine 250.000 TL ve daha fazla borcu olan veya bu tutar ve üzerinde kesinleşen vergi ve cezası bulunan mükelleflerin alınması,
- Yapılacak açıklamada, 31/12/2014 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde 30/6/2015 tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve nev’i itibarıyla 293 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile açıklama kapsamına alındığı belirtilen vergi ve cezalar ile 1/6/2014-31/5/2015 tarihleri arasında kesinleşen tarhiyatların dikkate alınması,
- Açıklanacak bilgiler, açıklamanın yapılacağı yer ve diğer hususlarda 293 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenen esaslara uyulması, ancak sözü edilen tebliğin “İnternet Ortamında Açıklama” başlıklı III/B bölümündeki açıklamalar uyarınca Vergi Dairesi Başkanlıkları ve Defterdarlıklar tarafından 293 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin; (I-A) ve (I-B) Bölümlerine göre hazırlanan listelerin birer örneğinin (Gelir İdaresi Başkanlığı, Tahsilât ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığı II, Tahsilât Takip ve Koordinasyon Müdürlüğü, Yeni Ziraat Mah. Etlik Cad. No: 16 06110 Dışkapı / ANKARA)  adresine gönderilmesi,
- Açıklama kapsamına,
a) 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun Geçici 3 üncü maddesi ve 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun Geçici 5 inci maddesi uyarınca Hazine Müsteşarlığı Belediye Uzlaşma Komisyonu Başkanlığına yaptıkları takas ve mahsuba ilişkin başvuruları kabul edilen, büyükşehir belediyeleri/belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile sermayesinin %50'sinden fazlası büyükşehir belediyelerine/belediyelere ait şirketlerin vadesi 31/12/2004 tarihi ve öncesine rastlayan,
b) 5216 sayılı Kanunun Geçici 3 üncü maddesi kapsamında daha önce uzlaşmaya girmemiş olan büyükşehir belediyeleri ve bağlı idareleri ile üyeleri belediyelerden oluşan mahalli idare birliklerinden Hazine Müsteşarlığına borçlu olan ve 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 167 nci maddesine istinaden başvuruda bulunmuş olanlara ait vadesi 31/12/2004 tarihi ve öncesine rastlayan,
c) 16/7/2004 tarihli ve 5228 sayılı Bazı Kanunlarda ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici 6 ncı maddesi ile 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici 2 nci maddesine göre taksitlendirilen,
ç) 6111 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılandırılan,
d) 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun 73 üncü maddesi ile Geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan,
alacakların alınmaması,
uygun görülmüştür.
Tebliğ olun