29 Mart 2024 Cuma

İKALENİN MEVCUT HAK VE BORÇLAR ÜZERİNDE HERHANGİ BİR ETKİSİNİN OLAMAYACAĞI

 

İKALE İLE YAPILAN İBRANIN GEÇERLİ OLMADIĞI

T.C

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

Esas No.          2023/18033

Karar No.        2023/16711

Tarihi:             07.11.2023

 

Ø     İkale

Ø     İkalenin Mevcut Hak ve Borçlar Üzerinde Herhangi Bir Etkisinin Olamayacağı

Ø     İkale İle Yapılan İbranın Geçerli Olmadığı

Ø İkalede Ödendiği Belirtilen Hakların İspat Kurallarına Göre Tam Olarak Ödenip Ödenmediğinin Araştırılmasının Gerektiği

 

ÖZET:

İkaleye ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. Öğretide ikale (bozma sözleşmesi); sözleşme ile kurulan hukuki ilişkinin, sözleşme özgürlüğü kapsamında tarafların karşılıklı iradelerine dayanan yeni bir sözleşme ile ortadan kaldırılmasına ilişkin sözleşme olarak tanımlanmıştır. İkale ile işçi ve işveren, aralarındaki iş sözleşmesini ortadan kaldırmak suretiyle sözleşmenin taraflar bakımından yeni haklar ve borçlar doğurmasına engel olmaktadırlar. Hak ve borçlar geleceğe etkili olarak ortadan kalktığından, tarafların sözleşmenin sona ermesinden önce doğmuş olan hakları baki kalmaktadır. Dolayısıyla ikalenin mevcut doğmuş hak ve borçlar üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle işçinin ödenmemiş ücretlerini, ücret eklerini, fazla çalışma ücretlerini, kullandırılmayan yıllık izin ücretlerini talep hakkı devam eder. İkale tarihinden önce doğmuş ve henüz ifa edilmemiş borçlardan işverenin kurtarılması ise ibra ile mümkündür (Muhittin Astarlı, “İkale İçeriğinde Yer Alan İbra Hükümlerinin Geçerliliği Sorunu”, Sicil İş Hukuku Dergisi, S.34, 2015, s.42, 43-44; Hamdi Mollamahmutoğlu, Muhittin Astarlı, Ulaş Baysal, İş Hukuku, Ankara, Güncellenmiş 7. Baskı, 2022, s.792).

İşçilere kıdem ve ihbar tazminatları ile ek ödeme olarak net 6 aylık ücret ödeneceğine ilişkin uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu ikalelerde, icabın işverenden geldiği anlaşılmakta olup yapılan protokolde yıllık izin ücreti olarak ödenecek miktar da belirtilmiş ve belirtilen ödemeleri takiben prim dâhil tüm ücret ve sosyal hakların alınmış olacağı ve işçinin işverenden başka hiçbir hak ve alacağının kalmayacağı kararlaştırılmıştır. 6098 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra düzenlenmiş olan bu ikalelerin içeriğinde açıkça ibra kaydının geçmediği gibi bir an için işçinin, işvereni işçilik alacakları konusunda ibra ettiği düşünülse dahi bu tür bir düzenlemenin 6098 sayılı Kanun’un 420 nci maddesi koşullarını taşımadığından geçerli olduğunun kabulü mümkün değildir. Hâl böyle olunca ispat durumuna göre yıllık izin ve prim alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa tam olarak ödenip ödenmediğinin belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi kararları arasındaki uyuşmazlığın, ikale ile sözleşmeden doğan borcun sona ermediğini kabul etmesi bakımından İstanbul 29. Hukuk Dairesi doğrultusunda giderilmesi gerekir.

I. BAŞVURU

Başvurucu vekili 03.07.2023 tarihli dilekçesinde; iş sözleşmesinin ikale ile son bulması durumunda, ikale ile ödenen işçilik alacaklarının ödenmesi gereken tutardan az olması hâlinde bakiye miktarlar yönünden ne şekilde karar verilmesi gerektiği hakkında Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 12. Hukuk Dairesinin 07.02.2023 tarihli ve 2021/1992 Esas, 2023/271 Karar sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay kararları arasında çelişki bulunduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerince verilen kararların Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararları ile uyumlu olduğunu belirterek uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 02.10.2023 tarihli ve 2023/15 Esas, 2023/17 Karar sayılı kararı ile; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2021/1992 Esas sayılı dosyasında uyuşmazlığın davacının fark yıllık izin ücreti ve prim alacağı olup olmadığına ilişkin olduğu ve kararda ikale (bozma sözleşmesi) müessesesi üzerinde durulduğu, bozma sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliğinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu‘nun (6098 sayılı Kanun) hükümlerine göre saptanması gerektiği, ancak iş hukukundaki işçi yararına yorum ilkesinin de göz önünde bulundurulması gerektiği, buna göre 6098 sayılı Kanun’un 30, 36, 37 ve 38 inci maddeleri arasında düzenlenmiş olan irade fesadı hâllerinin ikale yönünden titizlikle ele alınması gerektiği, davacı vekilinin davacının en son net 12.577,00 TL ücret almasına rağmen ücretinin bir kısmının ücret bordrosunda “ikramiye”“yönetim ödeneği” başlıkları altında ödendiğini ancak bu miktarlar değişmiş olsa da davacıya ödenen net ücretin hiçbir şekilde değişmediğini, dolayısıyla belirtilen başlıklar altında ücret bordrolarında yapılan ödemelerin ikramiye ve sosyal hak değil davacının temel ücreti olduğunu iddia ettiği, davalının bu iddianın asılsız olduğunu savunduğu, taraflar arasında imzalanan ve geçersizliği ileri sürülmeyen ikaledeki tutarların ödenmediğine dair bir iddia bulunmadığı, dosyaya sunulan ikalede; davacıya net kıdem tazminatı olarak 105.463,00 TL, net ihbar tazminatı olarak 35.348,00 TL ve yıllık izin ücretine karşılık gelmek üzere net 42.659,00 TL ile net ücretin 6 katı ücret tutarı olan 75,462,00 TL’nin ödenmesinin kararlaştırıldığı, ödemenin yapılmadığına dair bir iddia bulunmadığı, bu miktarların ödenmesi ile borcun sona erdiği, davacının daha fazla alacağının bulunduğuna yönelik işverenden alacak talebinde bulunmasının dayanaksız olduğu, davacının iradeyi fesada uğratan nedenlere de dayanmadığı, açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin temelinde yer alan ikaleye göre değerlendirme yapılması gerektiği, bu itibarla bakiye yıllık izin ücreti alacağının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinafının kabulüne ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu, prim alacağı yönünden ikale sözleşmesi kapsamına göre eksik ödeme bulunmadığından bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesinin de isabetli olduğu, bu mahiyette İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 2021/2775 Esas sayılı kararı ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2021/1992 Esas sayılı kararı arasında çelişki olduğu; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 2021/3302 Esas sayılı kararında ise davacı tarafın istinaf dilekçesinde belirttiği üzere dosyaya sunulan ikale sözleşmesi belgesinin fotokopi olduğu ve davacı imzasının bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde de ikale ile ilgili herhangi bir değerlendirmenin yapılmamış olduğu, bu bağlamda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2021/1992 Esas sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 2022/3302 Esas sayılı kararı arasında çelişki olmadığı gerekçeleriyle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi12. Hukuk Dairesi ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi kararları arasında içtihat birlikteliğinin sağlanması amacıyla uyuşmazlığın giderilmesi başvurusu yapılmasına oybirliğiyle ve uyuşmazlığın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin kararı doğrultusunda giderilmesine dair görüşte bulunulmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.

III.UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 07.02.2023 Tarihli ve 2021/1992 Esas, 2023/271 Karar Sayılı Kararı

1. Bursa 2. İş Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli ve 2018/760 Esas, 2021/63 Karar sayılı kararı ile; davacının 02.01.1997-31.03.2018 tarihleri arasında davalı Bankada toplam 20 yıl, 2 ay, 29 gün ve en son net 12.577,00 TL, brüt 17.592,42 TL ücret ile şube müdürü olarak çalıştığı, yıllık izin ücretinin net 12.577,00 TL ücret üzerinden hesaplanarak ödenmesi gerektiğinin iddia edildiği, dosyaya sunulan “2018 yılı Mart ayı Ayrılan Ödemeleri Bordrosu” başlıklı belgede 159 gün karşılığı yıllık izin tahakkuku yapıldığı ve banka kayıtlarına göre 02.04.2018 tarihinde ödendiği, ancak gerçek ücrete göre ödenen miktarın eksik olduğu, bu nedenle ödenen kısım mahsup edilerek davacının yıllık izin ücret farkı alacağının hüküm altına alınması gerektiği; davacının 2018 yılının Ocak, Şubat ve Mart ayı prim alacaklarının hiç ödenmediğini de iddia ettiği, dinlenilen her iki davalı tanığının beyanı ve prim hesaplama çalışan rehberinden primlerin 6 ayda 1 ödendiğinin anlaşıldığı, 12.07.2019havale tarihli “2018 yılı Şubat ayı Prim Bordrosu” başlıklı ücret bordrosunda davacı adına brüt 31.665,00 TL tahakkuk yapıldığı ve banka kayıtlarına göre bu rakamın net karşılığı olan 23.095,16 TL’nin 16.02.2018 tarihinde davacının hesabına ödendiği, bu nedenle talebin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının prim alacağının reddinin hatalı olduğunu belirterek davalının ise geçerli bir ikale olduğunu savunarak İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf ettiği, taraflar arasında imzalanan ve geçersizliği ileri sürülmeyen ikaledeki tutarların ödenmediğine dair bir iddia bulunmadığı, dosyaya sunulan ikalede; davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin yanı sıra net ücretin 6 katı tutarında ücretin ödenmesinin kararlaştırıldığı ve belirtilen miktarların ödenmediğine dair bir iddia bulunmadığı, yapılan ödemeyle borç sona erdiğinden davacının daha fazla alacağının bulunduğuna yönelik işverenden alacak talebinde bulunmasının dayanağı bulunmadığı, taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisinin temelinde yer alan ikaleye göre değerlendirme yapılması gerektiği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince bakiye yıllık izin alacağının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, prim alacağı yönünden ikale kapsamı ve işyeri kayıtlarına göre eksik ödemenin bulunmadığı anlaşıldığından bu alacak kalemi yönünden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.

B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 16.05.2022 Tarihli ve 2021/2775 Esas, 2022/1236 Karar Sayılı Kararı

1. İstanbul 2. İş Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2020/116 Esas, 2021/330 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı Bankada şube müdürü olarak çalıştığı, aylık aldığı net ücret değişmemekle birlikte brüt ücretin değişiklik gösterdiği, davacının çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık izinlerini kullanmadığı, kullandırılan yıllık izinlerin ispatının davalı işverene ait olduğu, iş sözleşmesinin feshinden sonra davalı tarafından yıllık izin alacağı olarak bir miktar ödeme yapıldığı, kullandırılmayan izin gün sayısının eksik hesaplandığı ve son aylık net ücret üzerinden hesaplanması gerekirken daha düşük ücret ile hesaplama yapıldığı, davacının aylık net ücreti belli olduğu hâlde bazı bordrolarında ücretin bir kısmının “ikramiye, yönetim ödeneği-müdür” olarak gösterildiği ve yıllık izin ücreti hesaplanırken bunlar dâhil edilmeden tespit edilen brüt ücret üzerinden hesaplama yapıldığı, davalı tarafça gün sayısına ilişkin de yanlışlık yapıldığı, ayrıca davacıya prim ödemesi yapıldığı, prim ödemesinin çalışılan dönemi takip eden yılın belli dönemlerinde ödendiği, ancak davalının davacının gerek ayrıldığı yıldaki gerekse ayrıldığı yıldan önceki yıla ait çalışması sonucu hak ettiği prim alacaklarını ödemediği iddiasıyla açılan davada, bakiye yıllık izin ve prim alacağı ücretlerinin hüküm altına alınması suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsil edilip edilmeyeceği hususları üzerinde toplandığı, İlk Derece Mahkemesinin davalı vekilinin tüm istinaf sebeplerini karşılar mahiyetteki karar ve gerekçesinin dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf isteminin tümüyle reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi gerekçesinin aksine bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hükme esas alınmadığı, davacı vekilinin 09.04.2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının sunumu ile talep edilen miktar doğrultusunda davacının yıllık izin ücreti ve prim alacağının belirlendiği ve hüküm altına alındığı; aynı şekilde gerekçeli kararda maddi hataya dayalı olarak dava konusu olmayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından bahsedildiği, bu açıklamaların esasen dava konusu prim alacağına ilişkin olduğu, sonuç olarak davacı lehine hükümde belirtilen miktarlarda yıllık izin ücreti ve prim alacağına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, gerekçeli kararın üçüncü sayfasının birinci ve ikinci paragrafında belirtilen hesaplamaların davacı vekilinin belirtilen beyan dilekçesinde bulunduğu, bahsi geçen maddi hataya dair hususların eleştirilmekle yetinildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 23.06.2022 Tarihli ve 2021/3302 Esas, 2022/949 Karar Sayılı Kararı

1. İstanbul 24. İş Mahkemesinin 12.08.2021 tarihli ve2020/752 Esas, 2021/558 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı Bankada şube müdürü olarak 12.10.1987-10.04.2020 tarihleri arasında çalıştığı, davanın iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği iddiasına dayalı yıllık izin ve prim alacaklarının tahsili istemine yönelik olduğu, fesih tarihindeki aylık ücretinin net 15.121,00 TL, brüt ücretinin 15.978,00 TL olduğu, davacının 32 yıl karşılığı 682 gün yıllık izne hak kazandığı ve 328 gün izin kullandığı, ancak davacıya 2020 yılı Nisan ayı banka ödeme dekontunda 542 günlük izin ödemesi yapıldığından davacının yıllık izin talebinin yerinde görülmediği; ayrıca davacının dilekçesinde prim ödemesi yapılmadığını iddia ettiği, dosyadaki ücret bordroları incelendiğinde davacıya 2018/Mayıs, 2019/Nisan ve 2020/Nisan aylarında prim ödemesi tahakkuku yapıldığı, buna göre davacının prim talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle yıllık izin ücreti alacağının reddine, prim alacağının ise kabulüne karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktar bakımından kesin olduğu gerekçesiyle reddine karar verilerek, davacı vekilinin istinafı üzerine yapılan değerlendirmede, öncelikli sorunun yıllık ücretli izin alacağının hesaplanmasında esas alınacak temel ücretin tespiti olup dosyaya sunulu bordro düzeni incelendiğinde, net birim ücret olarak gösterilen meblağın bankaya ödenecek toplam net tutara yakın olduğu ancak gelirler sütununda gösterilen 30 günlük ücret ve ikramiye tutarlarının yıl sonunda yükseldiği, yıl başlarında düşürüldüğü, ücret bordrolarının imzasız oluşu ve davacının taraflar arasındaki ücret anlaşmasının net ücret üzerinden yapıldığına yönelik beyanı birlikte değerlendirildiğinde temel ücretin bölünerek bordrolaştırıldığı kanaatine varıldığından son bordroda “birim ücret” olarak gösterilen miktarın hesaplamaya esas alınması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık

Uyuşmazlık, ikale ile iş sözleşmeden doğan borçların sona erip ermeyeceğine ilişkindir.

B. İlgili Hukuk

1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.

2. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) üncü bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re’sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.

3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası ise şöyledir:

“(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”

4. Dairemizin 21.10.2020 tarihli ve 2016/28137 Esas, 2020/12795 Karar sayılı kararında ikaleye ilişkin ilkeler şu şekilde belirtilmiştir:

“…

Bozma sözleşmesi (ikale) yasalarımızda düzenlenmiş değildir. Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. Sözleşmenin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem ikale olarak adlandırılır.

İş Kanununda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur.

Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez.

Bu anlamda bozma sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanacaktır. Buna karşılık iş sözleşmesinin bozma sözleşmesi yoluyla sona erdirilmesi, iş hukukunu yakından ilgilendirdiği için ikalenin yorumunda iş sözleşmesinin yorumunda olduğu gibi, genel hükümlerin yanı sıra iş hukukundaki “işçi yararına yorum” ilkesi de göz önünde bulundurulacaktır.

Borçlar Kanunun 23-31 maddeleri arasında düzenlenmiş olan irade fesadı hallerinin, bozma sözleşmeleri yönünden titizlikle ele alınması gerekir. Bir işçinin bozma sözleşmesi yapma konusundaki icap veya kabulde bulunmasının ardından işveren feshi haline özgü iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak istemesi ve yasa gereği en çok bir ay içinde işe iade davası açmış olması hayatın olağan akışına uygun düşmez.

İş ilişkisi taraflardan her birinin bozucu yenilik doğuran bir beyanla sona erdirmeleri mümkün olduğu halde, bu yola gitmeyerek karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirmelerinin nedenleri üzerinde de durmak gerekir. Her şeyden önce bozma sözleşmesi yapma konusunda icapta bulunanın makul bir yararının olması gerekir. İş ilişkisinin bozma anlaşması yoluyla sona erdirildiğine dair örnekler 1475 sayılı İş Kanunu ve öncesinde hemen hemen uygulamaya hiç yansımadığı halde, iş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinin ardından özellikle 4857 sayılı İş Kanunu sonrasında giderek yaygın bir hal almıştır.

Bu noktada, işveren feshinin karşılıklı anlaşma yoluyla fesih gibi gösterilmesi suretiyle iş güvencesi hükümlerinin bertaraf edilmesi şüphesi ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla irade fesadı denetimi dışında, tarafların bozma sözleşmesi yapması konusunda makul yararının olup olmadığının da irdelenmesi gerekir. Makul yarar ölçütü, bozma sözleşmesi yapma konusundaki icabın işçiden gelmesi ile işverenden gelmesi ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak ele alınmalıdır. Dairemizin 2008 yılı kararları bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 21.4.2008 gün 2007/31287 E, 2008/9600 K).

Bozma sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçi, iş güvencesinden yoksun kaldığı gibi, kural olarak feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanamayacaktır. Yine 4447 sayılı Yasa kapsamında işsizlik sigortasından da yararlanamayacaktır. Bütün bu hususlar, iş hukukunda hâkim olan ibranamenin dar yorumu ilkesi gibi, hatta daha da ötesinde, ikale sözleşmesinin geçerliliği noktasında işçi lehine değerlendirmenin gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Tarafların bozma sözleşmesinde ihbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi tazminatı hatta boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklardan bazılarını ya da tamamını kararlaştırmaları da mümkündür. Bozma sözleşmesinin geçerliliği konusunda bütün bu hususlar dikkate alınarak değerlendirmeye gidilmelidir.
Bozma sözleşmesinde kıdem tazminatının ödenmesi kararlaştırıldığı takdirde, kıdem tazminatı 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesine göre hesaplanmalı ve anılan maddedeki kıdem tazminatı tavanı gözetilmelidir. Belirtmek gerekir ki, sözü edilen Yasada düzenlenen kıdem tazminatı tavanı mutlak emredici niteliktedir.

…”

C. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.

2. Bu noktada öncelikle Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesine dayanan taleplerle ilgili olarak dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verdiği sırada, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda veya ne şekilde giderilmesi gerektiğine yönelik görüş bildirip bildiremeyeceği ele alınmalıdır. İlgili hükümde, uyuşmazlığın giderilmesinin gerekçeli olarak istenmesi üzerine bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun kendi aralarında toplanacakları ve kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini isteyecekleri düzenlenmiştir. Kanun’daki “kendi görüşleri” ifadesinden anlaşılması gereken husus, başkanlar kurulunun bölge adliye mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı yönündeki görüşüdür. Uyuşmazlığın giderilmesinin gerekip gerekmediği veya hangi daire kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği yönündeki karar, Yargıtay ilgili hukuk dairesince verilir. Keza ilgili daire uyuşmazlığı mutlaka uyuşmazlık konusu daire kararları çerçevesinde ele alıp gidermek zorunda değildir. Gerektiği takdirde uyuşmazlığı, bölge adliye mahkemesi kararlarında belirtilen gerekçelerden farklı gerekçe ile de giderebilir. Başkanlar kurulunun uyuşmazlığın hangi bölge adliye mahkemesinin kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği konusunda bir görüş ortaya koyması, ilgili yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi yargısal bir faaliyette bulunulması anlamına geleceğinden yerinde de değildir. Somut olayda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunca daire kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda giderilmesi gerektiğinin belirtilmesi isabetsiz olup eleştirilmesi gerekmiştir.

3. Diğer yandan 5235 sayılı Kanun ile bu Kanun’da sayılan kişi ve kurumlara tanınan uyuşmazlığın giderilmesini talep etme hakkı, mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm geliştirilmesine imkân vermez. Uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp böyle bir talebin varlığı hâlinde

Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması da mümkün değildir.

4. Yukarıda özetlerine yer verilen başvuru konusu dosyalarda 5235 sayılı Kanun anlamında benzer olaylar bulunduğu sonucuna varılabilir. Şüphesiz benzer olaylardan söz edebilmek için davaların taraflarının aynı olması yahut olaylar arasında mutlak bir özdeşlik bulunması gerekmemektedir. Ancak bazı dava dosyalarındaki maddi vakıaların fazlasıyla farklılık göstermesi farklı sonuçlara ulaşılmasına neden olabilir.

5. Başvuru konusu davalara ait kararlar incelendiğinde; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince dosyaya sunulan ikalede davacıya kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti ve ek olarak net ücretin 6 katı tutarında ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı ve belirtilen miktarların ödenmediğine dair bir iddia bulunmadığı, yapılan ödemeyle borç sona erdiğinden davacının daha fazla alacağının bulunduğuna yönelik işverenden talepte bulunmasının dayanağı bulunmadığı, taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisinin temelinde yer alan ikaleye göre değerlendirme yapılması gerektiği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince bakiye yıllık izin alacağının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, prim alacağı yönünden ikalenin kapsamı ve işyeri kayıtlarına göre eksik ödemenin bulunmadığı anlaşıldığından bu alacak kalemi yönünden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29 ve 31. Hukuk Dairelerince ise ispat ve ödeme durumuna göre davacıların prim ve yıllık ücretli izin alacağı bulunup bulunmadığı değerlendirilerek karar verilmiştir.

6. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 2021/3302 Esas sayılı dosyasında, davacı tarafın istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere dosyaya sunulan ikale sözleşmesi belgesi fotokopi olup davacı imzası bulunmamaktadır. Dolayısıyla Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 07.02.2023 tarihli ve 2021/1992 Esas, 2023/271 Karar sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 23.06.2022 tarihli ve 2022/3302 Esas, 2022/949 Karar sayılı kararları arasında ikalenin yıllık izin ve prim alacağı bakımından borcu sona erdirip erdirmediğine ilişkin bir çelişki olduğundan söz edilemeyeceğinden, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 07.02.2023 tarihli ve 2021/1992 Esas, 2023/271 Karar sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 23.06.2022 tarihli ve 2022/3302 Esas, 2022/949 Karar sayılı kararları arasında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

7. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından dosya içerisinde bulunan ikalenin borcu sona erdirdiği gerekçesiyle taleplerin reddi gerektiği değerlendirilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesince ise dosya içerisinde bulunan ikalede kararlaştırılan miktar mahsup edilmek suretiyle ispat durumuna göre yıllık izin ve prim alacaklarının hüküm altına alınması doğru bulunmuştur.

8. İkale bir sözleşme olup tek taraflı irade açıklaması niteliğindeki fesihten farklıdır. Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. İş sözleşmesi de diğer sözleşmeler gibi işçi ve işverenin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının varlığı hâlinde ikale yolu ile sona erdirilebilir (Muhittin Astarlı,İş Hukukunda İkale (Bozma Sözleşmesi), Ankara, İkinci Baskı, 2016, s.29-30).

9. Dairemizin İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen kararda da ifade edildiği üzere, ikaleye ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. Öğretide ikale (bozma sözleşmesi); sözleşme ile kurulan hukuki ilişkinin, sözleşme özgürlüğü kapsamında tarafların karşılıklı iradelerine dayanan yeni bir sözleşme ile ortadan kaldırılmasına ilişkin sözleşme olarak tanımlanmıştır. İkale ile işçi ve işveren, aralarındaki iş sözleşmesini ortadan kaldırmak suretiyle sözleşmenin taraflar bakımından yeni haklar ve borçlar doğurmasına engel olmaktadırlar. Hak ve borçlar geleceğe etkili olarak ortadan kalktığından, tarafların sözleşmenin sona ermesinden önce doğmuş olan hakları baki kalmaktadır. Dolayısıyla ikalenin mevcut doğmuş hak ve borçlar üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle işçinin ödenmemiş ücretlerini, ücret eklerini, fazla çalışma ücretlerini, kullandırılmayan yıllık izin ücretlerini talep hakkı devam eder. İkale tarihinden önce doğmuş ve henüz ifa edilmemiş borçlardan işverenin kurtarılması ise ibra ile mümkündür (Muhittin Astarlı, “İkale İçeriğinde Yer Alan İbra Hükümlerinin Geçerliliği Sorunu”, Sicil İş Hukuku Dergisi, S.34, 2015, s.42, 43-44; Hamdi Mollamahmutoğlu, Muhittin Astarlı, Ulaş Baysal, İş Hukuku, Ankara, Güncellenmiş 7. Baskı, 2022, s.792).

10. Yapılan açıklamalara göre ikale ile sözleşme ileriye etkili şekilde sona erdirildiğinden, iş sözleşmesinden doğan alacakların ikale ile son bulacağından söz edilemez. Bu nedenle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından ikale ile yıllık izin ve prim alacakları yönünden borcun sona ermiş olduğunun kabul edilmesi hatalıdır.

11.İşçilere kıdem ve ihbar tazminatları ile ek ödeme olarak net 6 aylık ücret ödeneceğine ilişkin uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu ikalelerde, icabın işverenden geldiği anlaşılmakta olup yapılan protokolde yıllık izin ücreti olarak ödenecek miktar da belirtilmiş ve belirtilen ödemeleri takiben prim dâhil tüm ücret ve sosyal hakların alınmış olacağı ve işçinin işverenden başka hiçbir hak ve alacağının kalmayacağı kararlaştırılmıştır. 6098 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra düzenlenmiş olan bu ikalelerin içeriğinde açıkça ibra kaydının geçmediği gibi bir an için işçinin, işvereni işçilik alacakları konusunda ibra ettiği düşünülse dahi bu tür bir düzenlemenin 6098 sayılı Kanun’un 420 nci maddesi koşullarını taşımadığından geçerli olduğunun kabulü mümkün değildir. Hâl böyle olunca ispat durumuna göre yıllık izin ve prim alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa tam olarak ödenip ödenmediğinin belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi kararları arasındaki uyuşmazlığın, ikale ile sözleşmeden doğan borcun sona ermediğini kabul etmesi bakımından İstanbul 29. Hukuk Dairesi doğrultusunda giderilmesi gerekir.

V. KARAR

1.Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 07.02.2023 tarihli ve 2021/1992 Esas, 2023/271 Karar sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 16.05.2022 tarihli ve 2021/2775 Esas, 2022/1236 Karar sayılı kararı arasındaki uyuşmazlığın; ikale ile sözleşmeden doğan borcun sona ermediğini kabul etmesi bakımından İstanbul 29. Hukuk Dairesi doğrultusunda giderilmesine,

2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 07.02.2023 tarihli ve 2021/1992 Esas, 2023/271 Karar sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 23.06.2022 tarihli ve 2022/3302 Esas, 2022/949 Karar sayılı kararı arasında 5235 sayılı Kanun’un 35 inci kapsamında bir uyuşmazlık bulunmadığından uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,

3. Dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

4. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.


 sayfasından alınmıştır.



 

10 Ocak 2024 Çarşamba

         2024 YILI DÜZENLEMELERİ VE YARARLI BİLGİLER

2024 Yılına başlarken hatta başlamaya çalışırken, her yıl olduğu gibi, önümüze gelen birçok yeni rakamı ve değişiklikleri aşağıda öncelik durumuna göre adım adım açıklamaya çalışacağım.

 

A.      YENİ HADLER

Ø    2024 Yılı Takvim Gelirleri İçin           Ücret Ve Ücret Dışı Gelirlerde “ TEK TARİFE İDİ DEĞİŞTİ

            ( Gelir Vergisi yasasının 103. Maddesi )

( Anayasa Mahkemesi'nce 15 Ekim 2009 tarihinde yapılan toplantıda alınan karar uyarınca, Gelir Vergisi Kanunu'nun 103'üncü maddesinde yer alan vergi tarifesindeki % 35'lik orana ücretlilerin de tabi olması hükmü iptal edilmiştir. )        

 

110.000.-- ‘e kadar

 

 

 

 

15%

 

230.000.-- ‘nın

110.000.--

için

16.500.--

fazlası

20%

 

580.000.-- ‘nın

230.000.--

için

40.500.--

fazlası

27%

 

3.000.000.-- ‘nın

580.000.--

için

135.000.--

fazlası

35%

 

3.000.000.-- ‘nın Yukarısının

3.000.000.--

için

982.000.--

fazlası

40%

 

870.000.-- ‘nın

230.000.--

için

40.500.--

fazlası

27%

( Ücret Gelirlerinde )

3.000.000.-- ‘nın

870.000.--

için

213.000.--

fazlası

35%

( Ücret Gelirlerinde )

3.000.000.-- ‘nın Yukarısının

3.000.000.--

için

958.000.--

fazlası

40%

( Ücret Gelirlerinde )

olarak uygulanacaktır. (GVT 324 30.12.2022/32415 2.Mükerrer RG).

193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi hükmü uyarınca, anılan maddenin birinci fıkrasında yer alan tutar, 1/1/2024 tarihinden itibaren ( GVK GT 324 ) verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 6.900.000 TL olarak tespit edilmiştir. ( % 5 İndirim Sınırı )

Ø    Damga Vergilerinde aşağıdaki değişiklikler olmuştur ; 

 

Damga Vergisi Bedeli ( TL )

 

Bilançolara uygulanan

360,10

 

Kar Zarar Cetvellerine uygulanan ( Gelir Tabloları )

171,90

 

İşletme Hesabı Özetleri ( Hülasaları )

171,90

 

Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri

467,20

 

Kurumlar Vergisi Beyannameleri

624,10

 

Muhtasar Beyannameler

308,30

 

Muhtasar ve SGK Birleştirilmiş  Beyannameler (5510 Sayılı Yasa)

365,50

 

K.D.V. Ve diğer beyannameler

308,30

 

Diğer Beyannameler (DV Beyannameleri Hariç)

308,30

 

( DV Beyannameleri DV’ne tabi değildir.)

Belediye Ve Özel İdarelere Verilen Beyannameler

228,80

 

Gümrüklere Verilen Beyannameler

228,80

 

Mukavelename, taahhütname, temliknameler

Binde 9.48

 

Kira mukavelenameleri

Binde 1.89

 

(Mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden)

Banka Çekleri (Muhasebat Genel Md. Genel Tebliği 86 )

55,00

 

S.S.K. Bildirgeleri

0,00

 

Karar Pulu

Binde 5.69

 

Ücretlerde Uygulanan (Avanslar Dahil)  D.V. Kesintisi Oranı        % 7,59 ( Eski Oran % 7,59 idi )

( 1.1.2014 Tarihinden itibaren Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 57) ) 

5281 Sayılı (31.12.2004 tarih ve 25687 sayılı üçüncü Mük.RG yayınlanan) yasanın 14 maddesi hükmüne göre  1.1.2005 tarihinden itibaren kaldırılmıştır.

Senetlerdeki İmza Pulu                                                              .--

Kira Kontratları                                                                          .--    

Teklif Mektupları                                                                       .--     

Ø  Yemek Yardımı;

1.1.2024 tarihinden itibaren günlük kişi başına en çok 170,00 TL olarak uygulanacaktır.(Fazlası Ücret sayılır.) Bu sınır işyeri dışında verilen yemekler veya Sodexo, Ticket gibi uygulamalar için. İşyerinde yenen yemek ve tabldotlar bu uygulama kapsamında değildirler. (GVK 324 Sayılı Tebliğ.)

Ø  Yol Yardımı;

Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının 10 numaralı bendinde yer alan, işverenlerce hizmet erbabının işyerine gidip gelmesi için sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı 2024 takvim yılında uygulanmak üzere 88,-- TL olarak tespit edilmiştir. (GVK 324 Sayılı Tebliğ.) 

Ø  Perakende Satış Fişlerinin haddi 1.1.2024 tarihinden itibaren 6.900,-- TL’ye yükseltilmiştir. (VUK Md. 232). Bu fatura kullanma mecburiyeti sınırını da ihtiva etmektedir. (VUK 556 sayılı tebliğ) 

Ø  Gider yazılabilecek Sabit Kıymetlere ait had 1.1.2024 tarihinden itibaren 6.900,–TL’dir. ( VUK Md.313 ) (VUK 556 sayılı tebliğ). Bu aynı zamanda e-Arşiv fatura düzenleme sınırıdır. 

Ø  Tefkifatlı fatura kesme tutarı değişmedi, faturadaki tevkifat sınırı KDV Genel Uyguluma Tebliği ile belirleniyor ;

KDV Genel Uygulama Tebliği’nin “2.1.3.4.1.Tevkifat Uygulamasında Sınır” başlıklı bölümünde, kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 2.000,-- TL’yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmayacağı, ancak, sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılacağı....” düzenlemesi aynı kaldığından değişiklik olmamıştır. 

Ø  Dava ve İcra Takibine Değmeyecek Şüpheli Alacaklara ait had 1.1.2024 tarihinden itibaren 14.000,-- TL’dir. (VUK 556 sayılı tebliğ) 

Ø  Defter tutma hadleri 2024 Yılı İçin;                                                                                                                                                                            

Alım                                                                                  1.490.000,--       TL

Satım                                                                                 2.000.000,--       TL

İşçilik                                                                                    690.000,--       TL

İş Hasılatının 5 Katı ile Yıllık Satış Hasılatı Toplamı   1.400.000,--     TL’ ye   yükseltilmiştir.

( V.U.K. 177. madde) (V.U.K 556 GT)

Ø  Basit Usule Tabi Olmanın; 

Genel Şartları

193 Sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan yıllık kira bedeli toplamı 2024 Yılı için;

§  Büyükşehir belediye sınırları içinde         55.000 TL

§  Diğer yerlerde                                             34.000 TL 

Özel Şartları

§  (1) numaralı bent için (Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflerden Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların aşmaları durumunda gerçek usulde vergilendirilmelerinin Sınırı) 690.000 TL ve 1.100.000 TL

§  (2) numaralı bent için (Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflerden Alım Satım dışındaki işlerle uğraşanların aşmaları durumunda gerçek usulde vergilendirilmelerinin Sınırı) 340.000 TL.

§  (3) numaralı bent için (Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflerden Alım Satım ve diğer işlerin birlikte yapılması (Yıllık Satış Tutarı+İş Hâsılatı) durumunda gerçek usulde vergilendirilmelerinin Sınırı) 690.000 TL. 

(GVK GT. 320 ve vuk 554 sayılı tebliğ) 

EK MALİ TABLO VERİLMESİNİN SINIRI

Yıl

Verildiği Yıl

Aktif Toplam (TL)

Net Satış Tutarı (TL)

2019

2020

25.370.800,00

56.379.100,00

2020

2021

27.682.100,00

61.515.200,00

2021

2022

37.703.000,00

83.783.700,00

2022

2023

84.051.300,00

186.779.000,00

2023

2024

133.188.000,00

297.555.000,00

*Yeniden Değerleme oranı % 58,46’ baz alınarak hesaplanmıştır. (VUK 554 GT) 

Ø  Çevre Temizlik Vergisi 2024 ;

Konutlar için su bedeline eklendi;

Su tüketim miktarı üzerinden      Büyükşehir Belediyeleri        2,30 TL / m³                                                                                Diğerlerinde                        1,70 TL / m³

(VUK 554 sayılı tebliğ) ve (BGK 57 Sayılı Tebliğ)  İşyerleri için belediyelere başvurmak gerekiyor. 

B.       BİNEK ARAÇLAR

193 Sayılı Kanunun 68 nci maddesinin birinci fıkrasının 2024 Yılı için

(4) numaralı bendinde yer alan amortisman olarak indirim konusu yapılabilecek tutar; özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç 790.000 TL, vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde 1.500.000 TL

(5) numaralı bendinde yer alan kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedeli 26.000 TL, gider olarak indirim konusu yapılabilecek özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinin toplam tutarı 690.000 TL,

(h) Mükerrer 80 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan değer artışı kazançlarına ilişkin istisna tutarı 87.000 TL,

(ı) 82 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan arızi kazançlara ilişkin istisna tutarı 200.000 TL,

(i) 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde yer alan tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyanname verme sınırı 13.000 TL,
olarak tespit edilmiştir.
 

C.      YENİ ASGARİ ÜCRET                       

            1.1.2024 - 31.12.2024 tarihleri arasında      :           20.002,50 TL   ( Günlük 666,75 TL )

            1.7.2023 - 31.12.2023 tarihleri arasında      :           13.414,50 TL   ( Günlük 447,15 TL )

olarak tespit edildi. (R.G. tarihi 27.12.2023 2023/2 - Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı) 

D.      YENİ SİGORTA HADLERİ                       

            1.1.2024 - 31.12.2024 tarihleri arasında;

Sigorta Tavanı                                    :         150.018,75 TL   ( Günlük  5.000,63 TL )  

Sigorta Tabanı                                    :           20.002,50 TL   ( Günlük      666,75 TL ) 

E.       KIDEM TAZMİNATINDA DURUM                       

Kıdem Tazminatı tavanı;

01.01.2024 ~ 31.12.2024                              :           35.058,58 TL / Yıl    

(Hazine Ve Maliye Bk. 05.1.2024 Tarih ve 1 sayılı Genelgesi İle ) 

01.07.2023 ~ 31.12.2023                               :           22.747,53 TL / Yıl 

olarak uygulanacaktır. 

F.       ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİNDE BAZ ALINACAK TUTAR

Ø  1.01.2022 Tarihinden İtibaren Tamamen Kaldırıldı. 

STOPAJ ORANLARI 

30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı R.G. yayınlanan 10.12.2003 tarih ve2003/6577 sayılı kararname ekinde; 

Ø  Serbest Meslek Kazançlarında   Stopaj oranı 01.01.2007 tarihinden itibaren            % 20

Ø  Serbest Meslek Kazançlarında   Stopaj oranı 01.01.2007 tarihinden itibaren            % 17

( 18 Madde Kapsamındakiler İçin) ( Telif Kazançları)

Ø  Kira Ödemelerinde                     Stopaj oranı 01.01.2007 tarihinden itibaren             % 20

Ø  Kar Payı Dağıtımlarında             Stopaj oranı 23.07.2006 tarihinden itibaren            % 15

            ( 23.7.2006 R.G. tarihli 2006/10731 s. Karar gereğince 23.7.2006 tarihinden itibaren )

Diğer stopaj oranlarından ihtiyacınız olanları sorunuz. 

G.      FON PAYI KESİNTİSİ

1.1.2004 tarihinden itibaren Stopajlar üzerinden yapılan % 10 oranındaki fon payı kesintileri kaldırılmıştır. Gelecek SM Makbuzlarında fon payı kesintisi olmayacaktır. ( Ama ismen kalktı tabi, fiilen devam ediyor çünkü bu farklar stopaj oranlarına eklenerek açık kapatıldı.) 

H.     ÇOCUK İNDİRİMİ  

Ø  Vergi Kesintisinden ve SGK’dan Muaf Yardım Miktarı

1 Çocuk İçin  01.01.2024 ~ 31.12.2024   400,05 TL     (SGK İçin  20.002,50 X % 2 = 400,05 TL )

1 Çocuk İçin  01.07.2023 ~ 31.12.2023   268,29 TL     (SGK İçin  13.414,50 X % 2 = 268,29 TL ) 

( 2'den Fazlası da aynı rakamda. Yani iki çocukla sınırlı. )(0 - 6 Yaş Arası İki Katı Uygulanır 800,10 )

06.01.2021 Tarihli Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğüne ait 1 Sıra Nolu Genelge.

(5277 sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 24/b maddesi gereğince bu tutarlar  0-6 yaş gurubu çocuklarda bir kat artırımlı olarak uygulanacaktır.) 

Ø  GV Çocuk Yardımı İstisnası

0-6 Yaş Grubu       01.01.2024 ~ 31.12.2024       380,44         ( 500 * 0,760871 )

    6 Yaş Üzeri        01.01.2024 ~ 31.12.2024       190,22         ( 250 * 0,760871)

0-6 Yaş Grubu       01.07.2023 ~ 31.12.2023       254,90         ( 500 * 0,760871)

    6 Yaş Üzeri        01.07.2023 ~ 31.12.2023       127,45         ( 250 * 0,760871)

( Gelir Vergisi istisnasında çocuk sınırı yoktur. ) 

I.         AİLE YARDIMI 

1.01.2024 ~ 31.12.2024   2.000,25 TL         ( SGK İstisnası 20.002,50 TL  ( AÜ * % 10 )

1.07.2023 ~ 31.12.2023   1.008,80 TL         ( SGK İstisnası 10.008,-- TL  ( AÜ * % 10)

06.01.2021 Tarihli Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğüne ait 1 Sıra Nolu Genelge.

( 657, 926 ve 2914 sayılı kanunlara tabi personele verilen eş yardımı; her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan ve herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eş için uygulanabilir. )( 25.8.2017 R.G. tarih ve 30165 sayılı  "Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2018 Ve 2019 Yıllarını Kapsayan 4. Dönem Toplu Sözleşme" ye istinaden yayımlanan Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğüne ait 8.1.2019 tarihli Genelge ile açıklanan memur maaş katsayıları gereğince belirlenmiştir.)                                

J.       TABELA VERGİSİ ( İlan Reklam Vergisi ) 

Ocak ayı sonuna kadar bağlı olduğunuz Belediyelere Verilecek. Arabaların üzerindeki reklamlar da bunlara dahildir. Unutmayın. Bunu yatırıp arabaların üzerindeki logoları ruhsata işletin. Yoksa asla işlemezler. Ruhsata işli olmayan logoya hem ceza kesiliyor hem araç bağlanıyor. Vergi çok cüzi. ( Bazı Belediyeler Tespit Bedeli Filan Gibi anlamsız ücretler de alıyorlar. ) Fiyat listesi İBB’den edinilebilir. 

K.       İSTEĞE BAĞLI SİGORTA PRİMLERİ 

01.01.2023 ~ 31.12.2024             En Az   6.400,80 TL     En Çok             48.006,00 TL     ( % 32 )

01.07.2023 ~ 31.12.2023             En Az   3.202,56 TL     En Çok             24.019,20 TL     ( % 32 ) 

( Sigorta taban ve tavanının % 32’si hesaplanarak bulunur. ) 

L.        İŞ AKDİNİN FESHİNDE ASGARİ İHBAR SÜRELERİ  

İşi;

Ø  6 aydan az sürmüş işçi için                            2 Hafta

Ø  6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüş işçi için          4 Hafta

Ø  1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüş işçi için          6 Hafta

Ø  3 yıldan fazla sürmüş işçi                               8 Hafta 

ASGARİ YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRELERİ

Hizmet süresi;

a)      1 yıldan 5 yıla kadar olan (5 yıl dahil) işçilere                                  14 iş günü

b)      5 yıldan fazla ve 15 yıldan az olan işçilere                                        20 iş günü

c)      15 yıl (dahil) ve daha fazla olan işçilere                                            26 iş günü

d)      18 ve daha küçük, 50 ve daha büyük yaşta olan işçilere      en az    20 iş günü 

Not:

Ø  Cumartesi günü izin süresine dahildir. İzin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.

Ø  İşçi ayrıca, 4 güne kadar ücretsiz yol izni kullanabilir.

Ø  Hizmet süresi, işe başlanılan her iş yerinde yeniden başlar. 

M.   ENGELLİLİK  (SAKATLIK) İNDİRİMİ

            01.01.2024 ~ 31.12.2024

1. Derece        6.900,00 TL     ( Çalışma Gücünün Asgari % 80’i Kaybedilmiş )

2. Derece        4.000,00 TL     ( Çalışma Gücünün Asgari % 60’ı Kaybedilmiş )

3. Derece        1.700,00 TL     ( Çalışma Gücünün Asgari % 40’ı Kaybedilmiş )     

(GVK 324 Sayılı Tebliğ.) ( GVK 31. Madde )

 

N.      BEYANNAME İMZALATMA SINIRLARI 

Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında 4 Sıra No.lu Genel Tebliğinde;

Kurumlar vergisi veya ticari, zirai ve mesleki kazancı nedeniyle gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerinden, aktif toplamı ve net satışlar toplamı belirli haddi aşmayanlar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerini 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına imzalatmak zorundadırlar.

Bu hadler,3568 sayılı kanuna ilişkin 37 no.lu tebliğ ile 1.1.2005 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde belirlenmiş, izleyen yıllarda Maliye Bakanlığı’nca özel bir belirleme yapılmadığı taktirde, bu genel tebliğde yer alan hadlerin her yıl bir önceki yıla ait yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı belirtilmiştir. Bu şekilde yapılacak hesaplamada 500.-TL’den daha küçük tutarlar dikkate alınmayacak, 500,-TL’den fazla olanlar 1.000-TL ye yükseltilecektir.

Buna göre 2024 yılında uygulanacak hadler aşağıdadır;

 

a)      II. sınıf tacirlerden alım satım veya imalat faaliyetinde bulunanlardan             2.138.000 TL'yi aşmayanlar *

2023 yılı satış tutarları                                   

b)      II. sınıf tacirlerden yukarıda yazılan işlerin dışında işlerle uğraşanlardan         1.078.000 TL'yi aşmayanlar *

2023 yılı gayrisafi iş hasılatı tutarı

c)       Serbest meslek faaliyetinde bulunanlardan                                                        1.488.000 TL'yi aşmayanlar *

2023 yılı hasılat tutarı

d)      Zirai kazancı işletme hesabı esasına göre belirlenen çiftçilerden                      2.138.000 TL'yi aşmayanlar *

2023 yılı hasılat tutarı           

e)      Özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile bu kooperatiflerin

oluşturdukları birlikler, herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın

beyannamelerini imzalatmak zorunda değildir.

f)        Noterler herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın

beyannamelerini imzalatmak zorunda değildir.                                               

*Yeniden Değerleme Oranı 58,46 baz alınarak hesaplanmıştır. 

Aktif toplamı (2023 yılında ) 63.786.000 TL ve Net satışlar toplamı 127.540.000 TL'yi aşmayan mükellefler 2024 yılı beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatmak zorundadırlar. Bu hadlerden herhangi birini aşan mükelleflerden ise dileyenler beyannamelerini YMM'lere tasdik ettireceklerdir.      

*Yeniden Değerleme Oranı 58,46 baz alınarak hesaplanmıştır. 

O.       REESKONT ORANLARI 

2024 Yılı İçin   ( 23.12.2023 Tarihinden İtibaren ) 

$         Reeskont İşlemlerinde           %   43,25 ( Vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak                                                                                                                  reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranı yıllık. )

$         Avans İşlemlerinde                 %   44,25          

P.       ÇEK GARANTİ SINIRI 

5941 s. Kanun gereğince 31.01.2023'den itibaren 32087 sayılı RG’de yayınlanan 2023-3 sayılı tebliğle karşılıksız çeklerin bankalarca garanti edilen karşılığı  6.000,– TL olarak belirlenmiştir. (Çek Defterlerinin Baskı Şekline ve Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktarın Belirlenmesine İlişkin Tebliğ 2022/3 – 28.1.2023 Tarih ve 32087 Sayılı R.G.) 

Q.      TECİL FAİZİ ve GECİKME FAİZİ ORANI 

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden;

14.11.2023 Tarihinden İtibaren                    % 36    ( Tahsilat Genel Tebliği Seri C Sıra No 7 )

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan gecikme zammı oranı;

14.11.2023 Tarihinden İtibaren Her Ay İçin % 3,5   ( Cumhurbaşkanlığı Karar Sayısı 7782)

14 Kasım 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı : 32369

R.      TEMERRÜT FAİZ ORANI 

01.01.2023 Tarihinden İtibaren         % 11,75

Bu oranla hesaplanacak alacağın tahsili için “Asgari Giderim Tutarı” 800,-- TL olarak belirlenmiştir.

(TCMB 01.01.2023 Tarihli Mal ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödemelerde Uygulanacak Temerrüt Faiz Oranı ve Alacağın Tahsili Masrafları İçin Talep Edilebilecek Asgari Giderim Tutarı Hakkında Tebliğ”.) ( TTK Md: 1530 / Fıkra 7) 

S.      YABANCI ÇALIŞMA İZNİ 

2024 YILI ÇALIŞMA İZNİ OLMAKSIZIN ÇALIŞAN/ÇALIŞTIRILAN YABANCILARA İLİŞKİN İDARİ PARA CEZALARI

İHLALİN TÜRÜ

2022 (TL)

2023 (TL)

2024 (TL)

Çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işverenlere her bir yabancı için

16.066,00

35.815,00

56.752,00

Çalışma izni olmaksızın bağımlı çalışan yabancıya

6.423,00

14.318,00

22.688,00

Çalışma izni olmaksızın bağımsız çalışan yabancıya

12.854,00

28.655,00

45.406,00

6735 sayılı Kanunda öngörülen bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen bağımsız ve süresiz izinle çalışan yabancı ile yabancı çalıştıran işverene her bir yabancı için

1.067,00

2.378,00

3.768,00

 

a)      6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu’nun 23’üncü maddesi hükmü uyarınca; yukarıda sayılan fiillerin tekrarı halinde idarî para cezaları bir kat artırılarak uygulanır.

b)     5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 17’nci maddesinin 7’nci bendi uyarınca; idarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle belirlenen idarî para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. 

T.      7/A SEÇENEĞİ UYGULAMAK ZORUNDA OLANLAR (2023 Yılı) 

2023 Aktif toplamı 22.199.000,-- TL veya net satışlar toplamı 44.394.000,-- TL yi aşan üretim ve hizmet işletmeleri 2024 yılında maliyet hesaplarını 7/A seçeneğine göre tutmak zorundadırlar. 

*Yeniden Değerleme Oranı 58,46 baz alınarak hesaplanmıştır. 

U.     YMM RAPORU DÜZENLEME SINIRI VE KARŞIT İNCELEMELERE İLİŞKİN LİMİTLER 

1.1.2023 tarihine kadar 37. Sayılı SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliğine göre Yeniden Değerleme Oranına göre hesaplama yapılıp değerler artırılıyordu. Ancak 30.12.2022 Tarih ve 46 sayılı SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliği ile had ve değerler yeniden belirlendi ve 1.1.2023 tarihinde yürürlüğe girdi. Tebliğin ilgili bölümü şöyle; 

MADDE 3-

1)  Yeminli mali müşavir ile yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri ve eklerinin tasdikine ilişkin (tam tasdik) süresinde düzenlenmiş tasdik sözleşmesi bulunmayan mükelleflerin, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği uyarınca yeminli mali müşavir tasdik raporuna istinaden alabilecekleri katma değer vergisi iadelerine ilişkin azami hadler;

a)      İndirimli orana tabi teslim ve hizmetlerle ilgili katma değer vergisi iadesi işlemlerinde 4.120.000,--TL,

b)  Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan satışlar ve yolcu beraberi eşya kapsamında yapılan satışlarla ilgili katma değer vergisi iadesi işlemlerinde 550.000,--TL (Süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunması halinde de söz konusu had geçerli olacaktır.),

c)      Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği uyarınca yeminli mali müşavir tasdik raporuna istinaden alınabilecek diğer katma değer vergisi iadesi işlemlerinde 2.060.000,--TL,

olarak belirlenmiştir.

2)     13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca taşınmazlar ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlara ait istisna ile ilgili işlemlere ilişkin had 1.051.000-TL olarak belirlenmiştir.

3)  35 Sıra No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğinde düzenlenen yatırım indirimi işlemlerine ilişkin had 2.390.000,--TL olarak belirlenmiştir.

4)     Katma değer vergisi hariç tutarı 103.000,--TL’yi aşmayan belgeler için karşıt inceleme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, bir mükelleften bir aylık dönemde yapılan mal ve hizmet alımları toplamının 309.000,--TL’yi aşması halinde karşıt inceleme yapılması zorunludur. Bu fıkranın uygulanmasında, Bakanlığımızca yayımlanan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar geçerlidir.

5)  Bakanlığımızca özel bir belirleme yapılmadığı takdirde, bu Genel Tebliğde yer alan işlemlere ilişkin hadler 2024 yılı ve izleyen yıllarda artış olmaksızın devam edecektir. 

*Yeniden Değerleme Oranı 58,46 baz alınarak hesaplanmıştır. 

EK MALİ TABLO DÜZENLEME SINIRI 

Aşağıdaki tabloda görülen sınırları aşan mükelleflerin Temel Mali Tablolar yanında Ek Mali Tablolar’ı düzenlemeleri zorunludur. Bilindiği gibi; 

A.      Temel Mali Tablolar

·         Bilanço

·         Gelir Tablosu

·         Satışların Maliyeti Tablosu 

B.      Ek Mali tablolar

·         Fon Akım Tablosu

·         Nakit Akım Tablosu

·         Net İşletme Sermayesindeki Değişim Tablosu

·         Kar Dağıtım Tablosu

·         Özkaynaklar Değişim Tablosu 

Yıl

Verildiği Yıl

Aktif Toplam (TL)

Net Satış Tutarı (TL)

2018

2019

20.697.000

45.994.000

2019

2020

25.370.800

56.379.100

2020

2021

27.682.100

61.515.200

2021

2022

37.703.000

83.783.700

2022

2023

84.051.300

186.779.000

2023

2024

133.187.700

295.970.000

*Yeniden Değerleme Oranı 58,46 baz alınarak hesaplanmıştır. 

50 ve DAHA FAZLA İŞÇİ ÇALIŞTIRAN İŞYERLERİNDE ZORUNLU İŞÇİ ÇALIŞTIRMA ORANI

4857 S.K. - Md. 30 / 3713 S.K. - Ek Md. 1 / 6331 S.K.  - Md 6

 

ORANLAR

ÇALIŞTIRMAMANIN CEZASI

ÖZEL SEKTÖR

KAMU SEKTÖRÜ

ENGELLİ

% 3

% 4

Çalıştırılmayan her engelli ve eski hükümlü ve çalıştırılmayan her ay için 20.900,-- TL para cezası (4857 S.K./Md.101);;

ESKİ HÜKÜMLÜ

---

% 2

TERÖR MAĞDURU

---

KADRONUN % 2'İ ORANINDA

--

İŞYERİ HEKİMİ

KANUNDA BELİRTİLEN NİTELİKTE

---

55.356,-- TL para cezası (6331 S.K./Md.26)

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI

KANUNDA BELİRTİLEN NİTELİKTE

---

73.821,-- TL para cezası (6331 S.K./Md.26)