Güncel olayları ve gelişmeleri takip edip yorumlamaya
çalışırken, yasal gelişmelerin suskun olduğu durumlarda da esasen önemli başlıklar
halinde gördüğümüz yeni gelişmeleri de gündeme getirmeye ve dikkat çekmeye çalışıyoruz.
TTK ile ilgili birçok değişiklik Ticari hayatı etkilemeye devam ederken şimdi bu
suskunlukta yeni bir yasal avantajı satırlarımıza taşıyoruz.
Yaralı olması
dileğiyle,
YENİ BİR VERGİ AVANTAJI
1.
GİRİŞ
2013 Yılına beklenen otomatik vergi
artışları ile başladık. Ülkemizde kronik hale gelen cari açık, döviz
kazandırıcı faaliyetlerin (ihracat vb.) artırılması ile çözülebilir. Tabi bu
faaliyetlerin ithalata dayalı olması anlamsızdır. Bu açıdan hizmet ihracatı
önemli bir hal almaktadır.
Ayrıca hizmet sektörünün istihdama katkısı
giderek artarken ve bu açıdan dünyada da önemli hale gelirken, makineleşme ile
sanayi sektörünün istihdama katkısı azalmaktadır. Örneğin dünyada gelişmekte
olan çağrı merkezi sektörü önemli istihdam olanağı sağlamaktadır.[1]
Ancak artan uluslararası rekabet hizmete
dayalı döviz kazandırıcı faaliyetleri zorlaştırmaktadır. Bu durumda bu
sektörlerin devletçe desteklenmesi gereğini ortaya çıkarmaktadır.
Vergi istisnaları ile kimi döviz
kazandırıcı hizmet faaliyetleri bugüne kadar desteklenmiştir. Bunlara aşağıdaki
düzenlemeler örnek gösterilebilir.
·
Yurt dışında yapılan inşaat, onarım,
montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda kurumlar vergisi
istisnası.
·
Türk uluslararası gemi siciline kayıtlı
gemilerin işletilmesinden ve devrinden elde edilecek kazançlara ilişkin gelir
ve kurumlar vergisi istisnası.
2012 yılında yukarıdaki
örneklere bir yenisi daha eklenmiştir. Bu yasal düzenleme, Türkiye'den yurtdışı
mukimi kişi ve kurumlara verilen kimi hizmetlerden elde edilen kazancın % 50'sinin
beyan edilen vergiye esas kazançtan indirilebilmesine ilişkindir.
2.
YASAL DÜZENLEME
15.06.2012 Tarih ve 28324 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 6322 Sayılı Kanun uyarınca Kurumlar Vergisi Kanununun 10.
maddesine yapılan ekleme (ğ bendi)[2] ile
Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt
dışında bulunanlara Türkiye'de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan
mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma,
çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet
işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve
sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere
hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın
%50'si kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum
kazancından indirilebilecektir. Yasal düzenleme uyarınca indirimden
yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri
adına düzenlenmesi şarttır. Benzer düzenleme Gelir Vergisi Kanununun 89.
maddesine eklenen 13. bent ile gelir[3] vergisi
mükellefleri için de yapılmıştır.
Bu düzenlemeler
15.06.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
3.
KAZANCIN YARISI VERGİDEN
"İSTİSNA" DEĞİL BEYANNAME ÜZERİNDEN YAPILACAK "İNDİRİM"
OLARAK NİTELENDİRİLMİŞTİR.
Yasal düzenlemeden
anlaşılacağı üzere kazancın yarısı vergiden istisna olarak nitelendirilmemiş,
beyanname üzerinden yapılacak indirim olarak nitelendirilmiştir. Bu
nitelendirmenin sonuçları aşağıda özetlenmiştir.
a.
İstisnaların aksine,
indirime konu faaliyetlere ilişkin gider ve zararların kazançtan düşülmesinde
sınırlama yoktur.
Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi
Kanununun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, iştirak hissesi alımıyla ilgili
finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna
edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki
faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından
indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmü yer almaktadır. Bu hüküm istisna kapsamındaki
faaliyetlerle ilgili olduğundan, indirime konu faaliyetlere ilişkin gider ve
zararların kazançtan düşülmesinde sınırlama yoktur.
b.
İndirim ancak kazanç
olması halinde uygulanır ve sonraki yıla devredilemez
Bu indirim, Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer
İndirimler” başlıklı 10 uncu maddesinde yer almaktadır. Bu madde ile düzenlenen
diğer indirimler, esasen kazancın bulunması halinde beyanname üzerinden indirim
konusu yapılan ve kazancın yetersiz olması nedeniyle de sonraki yıllara
devredilemeyen indirimlerdir.
4.
İNDİRİM KAPSAMINDAKİ
İŞLER
İlgili şirketler tarafından elde edilen
kazancın % 50'sinin beyan edilen kazançtan indirilebilmesi için bu kazancın
aşağıda belirtilen faaliyetlerden elde edilmiş olması gerekmektedir.
ü
Mimarlık, mühendislik,
tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri
saklama hizmetleri.
ü
İlgili bakanlığın izni ve
denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetleri.
5.
TEBLİĞ İLE BELİRLENEN
DİĞER ŞARTLAR
Konu ile ilgili olarak 31.12.2012 Tarih ve 28514 (4. Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede
7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği yayımlanmıştır. Bu tebliğde
indirimden faydalanma şartları aşağıdaki gibi açıklanmıştır. ( Tebliğ Metni Eklidir. )
İndirim Kapsamındaki
Faaliyetler Ana Sözleşmede Yazılı Esas Faaliyet Konuları Arasında Yer Almalıdır.
İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde
yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım,
yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama,
eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen
hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak
şartıyla birden fazlası da verilebilir.
Yayınlanan Tebliğe göre mimarlık,
mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı
merkezi ve veri saklama hizmeti ile Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık
Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında
faaliyet gösteren işletmelerin Türkiye'de yerleşmiş olan kişilere de hizmet vermesi
indirimden faydalanmaya engel teşkil etmeyecek, Türkiye'de yerleşmiş olmayan
kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara verilen
hizmetlerden elde edilen kazancın % 50'sine indirim uygulanacaktır.
6.
EĞİTİM VE SAĞLIK İNDİRİMİ
UYGULAMASI İÇİN İZİN VE RUHSAT ŞARTI
Sağlık alanında faaliyet gösteren
işletmelerin elde ettiği kazançlara indirim uygulanabilmesi için Sağlık
Bakanlığından alınan ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunulması zorunludur.
Eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından
alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları
gerekmektedir.
Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış
olmak şartıyla sağlık turizmi ile uğraşan işletmelerin de indirimden
faydalanması mümkündür.
7.
HİZMETİN, TÜRKİYE'DEN
MÜNHASIRAN YURT DIŞI MUKİMİ KİŞİ VE/VEYA KURUM İÇİN YAPILMIŞ OLMASI
Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım,
tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama
hizmetlerinin, Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş
merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de
Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen hizmetlerin fiilen
verilmesi gerekmekte olup, bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve
aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.
8.
FATURANIN YURT DIŞI
MUKİMİ KİŞİ VE/VEYA KURUM ADINA DÜZENLENMESİ
Yapılan hizmet ile ilgili olarak
düzenlenecek faturanın, yukarıda özellikleri açıklanan yurt dışı mukimi kişi
ve/veya kurum adına düzenlenmesi gerekmektedir.
Sağlık alanında faaliyette bulunan
şirketlerin ülkemiz ile ikili sosyal güvenlik anlaşması bulunan ülkelerde
yerleşik olanlara verdikleri hizmetin bedelinin ülkemiz Sosyal Güvenlik Kurumu
tarafından ilgili ülke kurumlarından tahsil edilmesi nedeniyle, hizmet bedeli
karşılığı faturanın Sosyal Güvenlik Kurumuna düzenlenmesi durumunda da
indirimden faydalanılabilecektir.
9.
HİZMETLERDEN YURT DIŞINDA
YARARLANILMASI
Türkiye'den verilen, mimarlık,
mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı
merkezi ve veri saklama hizmetlerinden yurt dışında yararlanılmış olması
gerekir. Diğer bir anlatımla, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için verilen
hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye'deki faaliyetleri ile
ilgisinin olmaması gerekmektedir.
Türkiye'de Yerleşmiş
Olmayan Kişilere Verilen Eğitim ve Sağlık Hizmetlerinin Yararlanıcısının Yurt Dışında Olması
Bu hizmetler, fiziki olarak Türkiye'de
verilmekle birlikte yararlanıcısının Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişiler
olması gerekmektedir.
10. KAZANCIN
TESPİTİ, KAYITLARDA İZLENMESİ VE BEYANI
İndirim Tutarının Tespiti
Tebliğe göre indirim kapsamında kabul
edilen faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle
yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın
%50'si, kurumlar vergisi beyannamesinin "Kazancın Bulunması Halinde
İndirilecek İstisna ve İndirimler" bölümünde gösterilmek suretiyle indirim
konusu yapılabilecektir. Diğer indirim ve istisnalar ile geçmiş yıl zararları
nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutar izleyen dönemlere
devredilemeyecektir. Faaliyet sonucunun zararlı olması halinde ise indirim söz
konusu olmayacaktır.
11. KAZANÇLARIN
KAYITLARDA İZLENMESİ
Mimarlık, mühendislik,
tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri
saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri ile ilgili olarak indirim kapsamında kabul
edilen faaliyetlerden elde edilen kazancın, kurumlar vergisi matrahının tespiti
açısından, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer
faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak
şekilde tutulması gerekmektedir.
İndirim kapsamında kabul edilen
faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde, indirim
uygulanacak kazanca ilişkin hasılat, gider ve maliyet unsurlarının ayrı olarak
tespit edilmesi esastır.
Gider ve maliyet unsurlarının ayrı
hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olmadığı hallerde ise müşterek
genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan hasılatın
toplam hasılata oranı esas alınarak dağıtılacaktır.
İndirim kapsamında kabul edilen
faaliyetler ile bu kapsamda değerlendirilmeyen faaliyetlerde müştereken
kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının amortismanlarının ise
bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtımının yapılması
gerekmektedir.
Hangi işte ne kadar süreyle kullanıldığı
tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin amortismanlar ise, müşterek genel
giderlerle birlikte dağıtıma tabi tutulacaktır.
12. TÜRKİYE'DE
YERLEŞMİŞ OLMAYAN KİŞİLERE VERİLEN EĞİTİM VE SAĞLIK HİZMETLERİNE İLİŞKİN
BİLDİRİM VE BELGELER
Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık
Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında
faaliyet gösteren ve yurt dışı yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde
ettikleri kazançlarının %50'sini indirim konusu yapan işletmelerin, hizmet
verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad-soyad ya da unvan, hangi
ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve
sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli gibi bilgileri içeren
formun, her bir geçici vergi beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak
verilmesi gerekmektedir. İlgili geçici vergi beyannamesinin ekindeki forma
dahil edilememiş bilgilerin bir sonraki geçici vergi beyannamesi ekindeki
formla bildirilmesi mümkündür.
Bunun yanı sıra, sağlık alanında faaliyet
gösteren işletmelere Sağlık Bakanlığınca verilen ruhsatın, eğitim alanında
faaliyet gösteren işletmelere de Milli Eğitim Bakanlığınca verilen izin belgesi
veya ruhsatın bir örneğinin, indirimden faydalanılacak ilk yıl, yıllık kurumlar
vergisi beyanname verme süresi içerisinde bağlı bulunan vergi dairesine
verilmesi gerekmektedir.
13. SONUÇ
6322 Sayılı Kanun uyarınca Gelir ve
Kurumlar Vergisi Kanununa yapılan eklemeler ile 15.06.2012 tarihinden itibaren,
Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt
dışında bulunanlara Türkiye'de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan
mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma,
çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet
işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık
alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet
veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın
%50'si beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, vergiye esas kazançtan
indirilebilecektir.
Bu düzenlemeler
15.06.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İndirim için; indirim kapsamındaki
faaliyetin ana sözleşmede yer alan faaliyetler arasında olması, eğitim ve
sağlık hizmetlerinde ruhsat ve iznin bulunması, hizmetin Türkiye'den münhasıran
yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması, faturanın yurt dışı
mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi, hizmetlerden yurt dışında
yararlanılması, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yararlanıcısının Türkiye'de
yerleşmiş olmayan kişilerden olması gerekmektedir.
İndirim kapsamında kabul edilen
faaliyetlerden elde edilen kazancın, kurumlar vergisi matrahının tespiti
açısından, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer
faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak
şekilde tutulması gerekmektedir.
Ayrıca eğitim ve sağlık alanında faaliyet
gösteren işletmelerin bildirim ve belge ibrazı yükümlülüğü bulunmaktadır.
Saygılar,
31 Aralık 2012 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 28514 (4.
Mükerrer) Maliye Bakanlığından:
KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 7)
Bu Tebliğde, 31/5/2012 tarihli ve 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla (1) 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda (2) yapılan
değişikliklerin uygulanması ile tereddüt edilen bazı hususlara ilişkin
açıklamalara yer verilmiş olup, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğinde
(3) ilgili bölümler itibarıyla aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.
1. “5.1. İştirak
kazançları istisnası” başlıklı bölümün ikinci ve son paragrafı aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Buna göre kurumların;
1) Tam mükellefiyete tabi başka bir
kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançlar,
2) Tam mükellefiyete tabi başka bir
kurumun kârına katılma imkanı veren kurucu senetleri ile diğer intifa
senetlerinden elde ettikleri kâr payları,
3) Tam mükellefiyete tabi girişim
sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım
ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları
kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Ancak, diğer fon ve yatırım
ortaklıklarının katılma payları ve hisse senetlerinden elde edilen kâr payları
bu istisnadan yararlanamaz.
Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi
yatırım fonu ve ortaklıklarının katılma payları ile hisse senetlerinden elde
edilen kâr payları, 6322 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle Kurumlar Vergisi
Kanununun 5 inci maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 1/1/2013
tarihinden itibaren uygulanmak üzere kurumlar vergisinden istisna
edilmektedir.”
“Öte yandan, tam mükellefiyete tabi
girişim sermayesi yatırım fonu ve ortaklıklarının katılma payları ile hisse
senetlerinden elde edilen kâr payları hariç olmak üzere diğer fon ve yatırım
ortaklıklarının katılma payları ve hisse senetlerinden elde edilen kâr payları
iştirak kazancı istisnasından yararlanamayacaktır.”
2. “5.12. Diğer
kanunlarda yer alan istisnalar” başlıklı bölümden sonra gelmek üzere aşağıdaki
bölüm eklenmiş, sonraki bölüm numarası ise buna göre teselsül ettirilmiştir.
“5.13. Yabancı fon
kazançlarının ve bu fonların portföy yöneticiliğini yapan şirketlerin vergisel
durumu
Kurumlar Vergisi Kanununa 6322 sayılı
Kanunun 35 inci maddesiyle “Yabancı fon kazançlarının vergilendirilmesi”
başlıklı 5/A maddesi eklenmiştir.
Bu maddede, yabancı fonlar ile bu fonların
aracılık işlemlerini yürüten portföy yöneticiliği yetki belgesine sahip tam
mükellef şirketlerin (portföy yöneticisi şirketler) vergisel durumları
düzenlenmiştir.
5.13.1. Yabancı fonların
kazançlarına ilişkin düzenlemeler ve uygulama
Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yabancı fonların, portföy yöneticisi
şirketler aracılığıyla organize bir borsada işlem görsün veya görmesin;
- Her türlü menkul kıymet ve sermaye
piyasası aracı,
- Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi,
- Varant,
- Döviz,
- Emtiaya dayalı vadeli işlem ve opsiyon
sözleşmesi,
- Kredi ve benzeri finansal varlıklar,
- Kıymetli maden borsalarında yapılan
emtia
işlemleri ile ilgili elde ettikleri
kazançları için aşağıda belirtilen şartların sağlanması durumunda; portföy
yöneticisi şirketler, bu fonların daimi temsilcisi sayılmayacak ve bunların iş
yerleri de bu fonların iş yeri veya iş merkezi olarak kabul edilmeyecektir.
Dolayısıyla, yabancı fonların bu kapsamda
elde ettikleri kazançları için beyanname verilmeyecek ve diğer kazançlar
nedeniyle beyanname verilmesi halinde de bu kazançlar beyannameye dahil
edilmeyecektir.
Bu uygulamanın, yabancı fonların Türkiye
kaynaklı gelirleri üzerinden yapılacak vergi kesintisine etkisi yoktur.
Türkiye’de bulunan taşınmazlar, aktif
büyüklüğünün %51’inden fazlası taşınmazlardan oluşan şirketlere ait hisse
senetleri veya ortaklık payları veya bunlara ilişkin vadeli işlem ve opsiyon
sözleşmeleri, nakdi uzlaşmayla sonuçlananlar dışında emtiaya dayalı vadeli
işlem ve opsiyon sözleşmeleri, sigorta sözleşmeleri ve bunlara ilişkin vadeli
işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde edilen kazançlar bu uygulama kapsamında
değerlendirilmeyecektir.
5.13.1.1. Uygulamanın
şartları
Portföy yöneticisi şirketlerin, bu
fonların daimi temsilcisi, iş yerlerinin de fonların iş yeri veya iş merkezi
olarak kabul edilmemesi için aşağıda sayılan şartların birlikte gerçekleşmesi
gerekmektedir.
Söz konusu şartların gerçekleşmemesi
halinde, yabancı fonların kazançları genel hükümlere göre vergilendirilecek ve
duruma göre portföy yöneticisi şirketler yabancı fonun daimi temsilcisi,
bunların iş yerleri de bu fonların iş yeri veya iş merkezi olarak
değerlendirilebilecektir.
5.13.1.1.1. Fon adına
tesis edilen işlemlerin portföy yöneticisi şirketin mutat faaliyetleri arasında
yer alması
Portföy yöneticisi şirketin fon adına
yaptığı işlemlerin, portföy yönetimi kapsamında mutat olarak yürüttüğü
faaliyetlerden olması gerekmektedir.
5.13.1.1.2. Yabancı fon
ile portföy yöneticisi şirket arasındaki ilişkinin bağımsız olarak faaliyet
gösteren kişilerdeki gibi olması
Portföy yöneticisi şirketin, ticari,
hukuki ve finansal özellikleri dikkate alındığında, yabancı fon ile arasındaki
ilişkinin, emsallere uygun koşullarda birbirlerinden bağımsız olarak faaliyet
gösteren kişilerdeki gibi olması şarttır.
5.13.1.1.3. Portföy yöneticiliği
hizmeti karşılığı alınacak bedelin emsale uygun olması ve transfer
fiyatlandırması raporu verilmesi
Portföy yöneticisi şirket tarafından,
verilen hizmet karşılığında emsallere uygun bedel alınması ve transfer
fiyatlandırması raporunun kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresi
içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına verilmesi gerekmektedir.
Transfer fiyatlandırması raporunun
süresinde verilmemesi durumunda, bu raporun ilgili olduğu hesap dönemi için
portföy yöneticisi şirket, fonun Türkiye’deki daimi temsilcisi sayılır ve bu
dönemde fon tarafından elde edilen kazançlar genel hükümlere göre
vergilendirilir.
Transfer fiyatlandırması raporu verilmiş
olmasına rağmen emsaline nazaran daha düşük bir bedel alınması durumunda ise
sadece portföy yöneticisi şirket adına transfer fiyatlandırmasına yönelik
olarak gerekli tarhiyat yapılacak, yabancı fona ilişkin ise herhangi bir işlem
yapılmayacaktır.
5.13.1.1.4. Portföy
yöneticisi şirketin yabancı fon üzerindeki hak sahipliği oranının %20’yi aşmaması
Portföy yöneticisi şirket ve ilişkili
olduğu kişilerin yabancı fonun kazançları üzerinde, sağladığı hizmet
mukabilinde her ne ad altında olursa olsun hesaplanan bedeller düşüldükten
sonra, doğrudan veya dolaylı olarak %20’den fazla hak sahibi olmaması
gerekmektedir.
5.13.2. Portföy
yöneticisi
şirketin yabancı fondan elde ettiği kazançlar
Yukarıda belirtilen şartları birlikte
sağlamak kaydıyla portföy yöneticisi şirketin yabancı fondaki pay sahipliğinden
doğan kazançları kurumlar vergisinden müstesnadır.
Yabancı fon tarafından portföy yöneticisi
şirkete yapılan yönetim ücreti, teşvik, prim, performans ücreti gibi ödemeler
ise her halükârda kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilecektir.
Portföy yöneticisi şirket ve ilişkili
olduğu kişilerin yabancı fonun kazançları üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak
%20’den daha fazla hak sahibi olması halinde ise istisnadan faydalanılması
mümkün olmayıp, %20’lik hak sahipliğine isabet eden kazançlar da dahil ilgili
fondan elde edilen kazançların tamamı genel hükümlere göre vergilendirilir.
5.13.3. Fonun katılımcı
ve kurucuları arasında doğrudan veya dolaylı olarak bulunan tam mükellef gerçek
kişi veya kurumlara ilişkin bildirim
Portföy yöneticisi şirketin yabancı
fondaki pay sahipliğinden doğan kazançları hariç olmak üzere; fonun katılımcı
ve kurucuları arasında doğrudan veya dolaylı olarak tam mükellef gerçek kişi
veya kurumların kazanç payının %5’i geçmesi durumunda, tam mükellef gerçek kişi
veya kurum kurucu veya katılımcılarının tamamının portföy yöneticisi şirket
tarafından Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmesi gerekmektedir.
Bildirim yükümlülüğünün yerine
getirilmemesi ya da eksik yerine getirilmesi halinde, tam mükellef gerçek kişi
veya kurum kurucu ya da katılımcılarının fondan elde ettikleri kazançları
nedeniyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda bunlar adına tarh edilecek
vergi ve kesilecek cezalardan portföy yöneticisi şirket de müştereken ve
müteselsilen sorumlu olacaktır.”
3. “10.3.2.2. Eğitim ve
sağlık tesislerine ilişkin bağış ve yardımlar” başlıklı bölümün başlığı
“10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesisleri ile dini tesislere ilişkin bağış ve
yardımlar”, bu bölümde ve alt bölümlerde geçen “rehabilitasyon merkezi” ile
“rehabilitasyon merkezlerinin” ibareleri, “rehabilitasyon merkezi ile mülki
idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve
Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin”
şeklinde değiştirilmiş, bölümün birinci paragrafının ilk cümlesinde yer alan
“Eğitim, sağlık ve bakım hizmetlerini” ifadesi, “Eğitim, sağlık ve bakım
hizmetleri ile dini hizmetleri” şeklinde değiştirilmiştir.
4. “10.3.2.2.2. Kapsama
dahil olan bağış ve yardımlar” başlıklı bölümün birinci paragrafında yer alan
“Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtlarının faaliyetlerine devam
etmelerini sağlamak amacıyla yapılan bağış ve yardım,” ifadesi, “Mevcut
tesislerin faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla yapılan bağış ve
yardım,” şeklinde değiştirilmiş ve bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar
eklenmiştir.
“Düzenlemedeki “ibadethane” ve “yaygın din
eğitimi verilen tesis” ifadelerinden de Diyanet İşleri Başkanlığınca ibadethane
sayılan yerler ile Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi olan ve din
eğitimi verilen tesislerin anlaşılması gerekmektedir.
Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine
tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin umuma açık olması, inşasının
mülki idare amirlerinin iznine istinaden gerçekleştirilmesi, inşa ve
faaliyetine devam etmesi için yapılan bağış ve yardımların da yine mülki idare
amirlerinin denetiminde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yaygın din eğitimi
verilen tesisler için yapılan harcamaların da Diyanet İşleri Başkanlığı
teşkilatınca denetlenmesi gerektiği tabiidir.”
5. “10.3.2.2.4. Bağış ve
yardımın belgelendirilmesi” başlıklı bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar
eklenmiştir.
“Mülki idare amirlerinin izni ve
denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı
denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine
devam etmesi amacıyla kurulmuş bulunan vakıf veya derneklere yapılan bağışlar,
anılan kurumlardan alınan makbuzlara veya bunlar tarafından bankalarda açılan
hesaplara yatırıldığına ilişkin alınan banka dekontlarına istinaden kurum
kazancından indirim konusu yapılabilecektir.
Ancak, bunlar dışındaki diğer dernek veya
vakıflara bu amaçla yapılan bağış ve yardımların ise; mülki idare amirlerinin
izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri
Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya
faaliyetine devam etmesi amacıyla gerekli harcamaları finanse etmek üzere bağış
ve yardım toplama amacıyla bir organizasyon oluşturulması ve bu hususta mülki
idare amirleri ile bir protokol yapılması, nakdi olarak yapılacak bağış ve
yardımlar için sadece protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere bir hesap
açılması ve yapılan bağış ve yardımların bu hesaba yatırılması, ayni olarak
yapılan bağış ve yardımların protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere
şartlı olarak makbuz karşılığında yapılması, banka dekontu ile makbuzda hangi
amaçla yapıldığına ilişkin bir açıklamanın yer alması, yapılan bağış ve
yardımların, sadece yapılacak o işle ilgili olarak mülki idare amirleri gözetim
ve denetimi altında kullanılması şartlarıyla, tamamının kurum kazancından
indirim konusu yapılabilmesi mümkün olacaktır.”
6. “10.3.2.5. Türkiye
Kızılay Derneğine yapılan bağış veya yardımlar” başlıklı bölüm başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“10.3.2.5. Türkiye
Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine yapılan bağış veya
yardımlar
5904 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasına eklenen (f) bendi ile 3/7/2009 tarihinden itibaren uygulanmak üzere
Türkiye Kızılay Derneğine ve 6322 sayılı Kanunla aynı bentte yapılan
değişiklikle 15/6/2012 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Türkiye Yeşilay
Cemiyetine, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz karşılığı yapılan
nakdî bağış veya yardımların tamamı, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde
gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilecektir.
Anılan
Dernek ve Cemiyete yapılacak aynî bağış ve yardımlar ise Tebliğin “10.3.2.1.
Kurum kazancının %5'i ile sınırlı bağış ve yardımlar” başlıklı bölümünde
yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilecektir.
Diğer
taraftan, anılan Dernek ve Cemiyetin iktisadi işletmelerine yapılan bağış veya
yardımların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün
değildir.”
7. “10. Diğer İndirimler”
başlıklı bölümün sonuna aşağıdaki alt bölümler eklenmiştir.
“10.4. Girişim sermayesi
fonu
6322 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununa
eklenen 325/A maddesiyle kurumlar vergisi mükelleflerine, girişim sermayesi
yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım
fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından girişim
sermayesi fonu ayırabilme imkanı getirilmiştir.
6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi
Kanununun 10 uncu maddesine eklenen (g) bendi ile de Vergi Usul Kanununun 325/A
maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar kurumlar vergisi
beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim
konusu yapılabilecektir.
10.4.1. İndirim şartları
Girişim sermayesi fonunun indirim konusu
yapılabilmesi için;
ü İlgili
yılda ayrılan fon tutarının beyan edilen gelirin %10’unu, toplam fon tutarının
ise öz sermayenin %20’sini aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi
gerekmektedir.),
ü Fonun
ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye
Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım
ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması,
ü Ayrılan
fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi
gerekmektedir.
10.4.2. İndirim tutarının
hesaplanması
İndirim tutarının tespitinde beyan edilen
gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler
eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek
suretiyle bulunan tutar [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen
giderler - geçmiş yıl zararları - tüm indirim ve istisnalar] dikkate
alınacaktır.
Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre
girişim sermayesi fonu ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel
bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit
edilebilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap
döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe
kadar yapılması gerekmektedir. Bu şekilde, indirim konusu yapılacak olan kazanç
tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi
beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden
yararlanılabilecektir.
Dolayısıyla
geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından
yararlanılması mümkün değildir.
Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan
tutarların mükelleflerce pasifte geçici bir hesapta tutulması, fonun ayrıldığı
yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına
yatırım yapılması gerekmektedir. Söz konusu yatırımın yapılmaması halinde,
indirim konusu yapılan tutar nedeniyle tahakkuk ettirilecek vergi gecikme faizi
ile birlikte mükelleften tahsil edilecektir.
Örnek: Hesap dönemi takvim yılı
olan (A) A.Ş.’nin 2012 yılı dönem sonu öz sermayesi 800.000 TL olup, şirket
2012 yılında 170.000 TL kazanç elde etmiştir. Şirketin ayrıca, 30.000 TL
kanunen kabul edilmeyen gideri, 50.000 TL istisna kapsamında serbest bölge
kazancı, 20.000 TL yatırım indirimi tutarı ve 2011 yılından 30.000 TL geçmiş
yıl zararı bulunmaktadır.
Şirket beyan edilen gelirin
[170.000+30.000-50.000-30.000-20.000=100.000] %10’u olan 10.000 TL’yi girişim
sermayesi fonu olarak ayırarak özel bir fon hesabına almıştır.
Bu durumda (A) A.Ş., beyan edilen gelirin
%10’unu ve dönem sonu öz sermayesinin %20’sini aşmayacak şekilde ayırdığı
girişim sermayesi fonunu, 25/4/2013 tarihine kadar vereceği 2012 yılı kurumlar
vergisi beyannamesinde indirim konusu yapabilecektir. (A) A.Ş.’nin 2013 yılı
sonuna kadar, ayırmış olduğu 10.000 TL fon tutarıyla girişim sermayesi yatırım
ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapmaması halinde, indirim konusu yaptığı
10.000 TL fon tutarı nedeniyle eksik tahakkuk ettirilen (10.000 x %20) 2.000 TL
vergi, gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.
İndirim konusu yapılacak tutarın
tespitinde, her yıl girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar ayrı ayrı dikkate
alınacak, önceki yıllarda ayrılan fon tutarları için tekrar indirim
uygulanmayacaktır. Ancak, ayrılan toplam fon tutarı hiçbir suretle öz sermayenin
%20’sini aşamayacaktır.
10.4.3. Fon tutarının
vergilendirilmesi
Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim
sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılmakla birlikte,
girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların;
- Amacı dışında herhangi bir suretle başka
bir hesaba nakledilmesi,
- İşletmeden çekilmesi,
- Ortaklara dağıtılması,
- Dar mükelleflerce ana merkeze
aktarılması,
- Mükelleflerce işin terki,
- İşletmenin tasfiyesi, devredilmesi veya
bölünmesi,
- Girişim sermayesi yatırım
ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma
paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla yeniden
kullanılmaması ,
hallerinde, bu işlemlerin yapıldığı veya
sürenin dolduğu dönemde diğer kazançlarla ilişkilendirilmeksizin vergiye tabi
tutulması gerekmektedir. Dolayısıyla, bu fon tutarları, beyan edildiği döneme
ilişkin dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar ile
ilişkilendirilmeksizin vergilendirilecektir.
Yukarıda sayılan hallerde sadece girişim
sermayesi fonu hesabında tutulan ve önceki yıllarda indirim konusu yapılan
tutarlar vergiye tabi tutulacak olup daha önce beyannamede indirim konusu
yapılan tutarlar bakımından ise herhangi bir işlem yapılmayacaktır.
10.5. Türkiye’den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen
hizmetler
6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi
Kanununun 10 uncu maddesine eklenen (ğ) bendi ile 15/6/2012 tarihinden itibaren
uygulanmak üzere Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş
merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında
yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe
kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette
bulunan hizmet işletmeleriyle ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak
eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan
kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde
ettikleri kazancın %50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebileceği
hüküm altına alınmıştır.
10.5.1. İndirim
kapsamındaki hizmetler
İlgili şirketler tarafından elde edilen
kazancın %50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebilmesi için bu
kazancın aşağıda belirtilen faaliyetlerden elde edilmiş olması gerekmektedir.
ü Mimarlık,
mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı
merkezi ve veri saklama hizmetleri.
ü İlgili
bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetleri.
10.5.2. İndirimden faydalanma şartları
10.5.2.1. İndirimden
faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu
İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde
yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım,
yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama,
eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen
hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak
şartıyla birden fazlası da verilebilir.
Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım,
tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti
ile Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi
olarak eğitim veya sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin Türkiye’de
yerleşmiş olan kişilere de hizmet vermesi indirimden faydalanmaya engel teşkil
etmeyecek, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş
merkezi yurt dışında bulunanlara verilen hizmetlerden elde edilen kazancın % 50’sine
indirim uygulanacaktır.
Sağlık alanında faaliyet gösteren
işletmelerin elde ettiği kazançlara indirim uygulanabilmesi için Sağlık
Bakanlığından alınan ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunulması zorunludur.
Eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından
alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları
gerekmektedir.
Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış
olmak şartıyla sağlık turizmi ile uğraşan işletmelerin de indirimden
faydalanması mümkündür.
10.5.2.2. Hizmetin,
Türkiye'den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması
Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım,
tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama
hizmetlerinin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş
merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de
Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen hizmetlerin fiilen
verilmesi gerekmekte olup bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve
aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.
10.5.2.3. Faturanın yurt
dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi
Yapılan hizmet ile ilgili olarak
düzenlenecek faturanın, yukarıda özellikleri açıklanan yurt dışı mukimi kişi
ve/veya kurum adına düzenlenmesi gerekmektedir.
Sağlık alanında faaliyette bulunan
şirketlerin ülkemiz ile ikili sosyal güvenlik anlaşması bulunan ülkelerde
yerleşik olanlara verdikleri hizmetin bedelinin ülkemiz Sosyal Güvenlik Kurumu
tarafından ilgili ülke kurumlarından tahsil edilmesi nedeniyle, hizmet bedeli
karşılığı faturanın Sosyal Güvenlik Kurumuna düzenlenmesi durumunda da
indirimden faydalanılabilecektir.
10.5.2.4. Türkiye’den
verilen, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe
kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmetlerinden yurt dışında
yararlanılması
Verilen hizmetten yurt dışında
yararlanılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yurt dışı mukimi kişi
ve/veya kurum için verilen hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye'deki
faaliyetleri ile ilgisinin olmaması gerekmektedir.
10.5.2.5. İlgili
bakanlığın izin ve denetimine tabi olarak Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere
verilen eğitim ve sağlık hizmetlerinin yararlanıcısının yurt dışında olması
Bu hizmetler, fiziki olarak Türkiye’de
verilmekle birlikte yararlanıcısının Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişiler
olması gerekmektedir.
10.5.3. Türkiye’den yurt
dışı mukimi kişi ve/veya kurumlara verilen hizmetlerden elde edilen kazancın
tespiti, kayıtlarda izlenmesi ve beyanı
10.5.3.1. İndirim tutarının tespiti
İndirim
kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler
nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak
kazancın %50’si, kurumlar vergisi beyannamesinin “Kazancın Bulunması Halinde
İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde gösterilmek suretiyle indirim
konusu yapılabilecektir. Diğer indirim ve istisnalar ile geçmiş yıl zararları
nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutar izleyen dönemlere
devredilemeyecektir. Faaliyet sonucunun zararlı olması halinde ise indirim söz
konusu olmayacaktır.
10.5.3.2. Kazançların kayıtlarda izlenmesi
Mimarlık,
mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı
merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri ile ilgili olarak indirim
kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen kazancın, kurumlar vergisi
matrahının tespiti açısından, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı
izlenmesi, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı
sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.
İndirim
kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte
yapılması halinde, indirim uygulanacak kazanca ilişkin hasılat, gider ve
maliyet unsurlarının ayrı olarak tespit edilmesi esastır.
Gider
ve maliyet unsurlarının ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün
olmadığı hallerde ise müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak
cari yılda oluşan hasılatın toplam hasılata oranı esas alınarak dağıtılacaktır.
İndirim
kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsamda değerlendirilmeyen
faaliyetlerde müştereken kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının
amortismanlarının ise bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre
dağıtımının yapılması gerekmektedir.
Hangi
işte ne kadar süreyle kullanıldığı tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin
amortismanlar ise, müşterek genel giderlerle birlikte dağıtıma tabi
tutulacaktır.
10.5.3.3. İlgili
bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere
verilen eğitim ve sağlık hizmetlerine ilişkin bildirim ve belgeler
Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık
Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında
faaliyet gösteren ve yurt dışı yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde
ettikleri kazançlarının %50’sini indirim konusu yapan işletmelerin, hizmet
verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad-soyad ya da unvan, hangi
ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve
sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli gibi bilgileri içeren
formun, her bir geçici vergi beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak
verilmesi gerekmektedir. İlgili geçici vergi beyannamesinin ekindeki forma
dahil edilememiş bilgilerin bir sonraki geçici vergi beyannamesi ekindeki
formla bildirilmesi mümkündür.
Bunun yanı sıra, sağlık alanında faaliyet
gösteren işletmelere Sağlık Bakanlığınca verilen ruhsatın, eğitim alanında
faaliyet gösteren işletmelere de Milli Eğitim Bakanlığınca verilen izin belgesi
veya ruhsatın bir örneğinin, istisnadan faydalanılacak ilk yıl, yıllık kurumlar
vergisi beyanname verme süresi içerisinde bağlı bulunan vergi dairesine
verilmesi gerekmektedir.
10.5.3.4. Esas faaliyet
konusu dışındaki gelirler
İlgili şirketlerin esas faaliyet konusu
dışındaki işlemlerinden elde ettikleri gelirleri ile olağandışı gelirlerinin
indirim kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, nakitlerin
değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, kasadaki dövizlerin
değerlemesinden kaynaklanan kur farkları ve iktisadi kıymetlerin elden
çıkarılmasından doğan gelirler bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.”
8. “15.3.3. Her nevi
tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme
İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından
ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler” başlıklı bölümün başlığı
ve alt bölüm başlıkları dahil bölümde yer alan “Toplu Konut İdaresi”
ibaresinden sonra gelmek üzere “, 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu
Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna göre kurulan varlık
kiralama şirketleri” ibaresi eklenmiştir.
9. “15.3.7. Repo
gelirleri” başlıklı bölümden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiş ve
sonraki bölüm numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir.
“15.3.8. Şans oyunlarını
düzenleyenler tarafından bunların bayilerine veya aracılarına ödenen komisyon,
prim ve benzeri ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi.
Başbayiler hariç olmak üzere 5602 sayılı
Kanunda tanımlanan şans oyunlarına ilişkin bilet, kupon ve benzerlerini
satanlara, düzenlenen her türlü bahis ve şans oyunlarının oynatılmasına
aracılık edenlere ve diğer kişilerce çıkartılan bu nitelikteki biletleri
satanlara yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi
Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca vergi
kesintisi yapılması gerekmektedir.
Söz konusu kesinti oranı 6/6/2012 tarihli
ve 2012/3322 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1/7/2012 tarihinden itibaren
uygulanmak üzere %15 olarak belirlenmiştir.”
10. “15.6.6. Avans kâr
payı dağıtımı” başlıklı bölümün dördüncü paragrafının ilk cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Ancak, hesap dönemi itibarıyla zarar
doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük çıkması
halinde, ilgili mevzuatına göre geri çağrılan tutarlara transfer
fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanacaktır.”
11. “34.1. Vergi mahsubu”
başlıklı bölümün son paragrafı bölümden çıkarılmıştır.
Tebliğ olunur.
[1] Çağrı Merkezleri Derneğinin verilerine göre bu sektörde Hindistan'da
574.800, Kanada'da 402.000, Filipinler'de 123.600 kişi istihdam edilirken, bu
rakam ülkemizde 30.000'dir (Çağrı Merkezleri Derneği- Dünya ve Türkiye Çağrı
Merkezi Sektörü). Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta Hindistan, Kanada
ve Filipinler gibi ülkelerin çağrı merkezi hizmetlerini ABD ve Avrupa
ülkelerindeki büyük şirketlere yönelik yapmalarıdır.
[2] MADDE 36-
5520 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan “rehabilitasyon merkezi”
ibaresi “rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine
tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde
yaygın din eğitimi verilen tesislerin” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın
(f) bendinde yer alan “Türkiye Kızılay Derneğine” ibaresinden sonra gelmek
üzere “ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine” ibaresi ve aynı fıkraya aşağıdaki bentler
eklenmiştir.
“g) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 325/A
maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen
gelirin %10’unu aşmayan kısmı.
ğ) Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle,
işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve
münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım,
tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti
alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve
denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve
Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu
faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si.
Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura
veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır.
Bu bentte yer alan oranı, hizmet alanları
itibarıyla sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya Bakanlar Kurulu,
bu bendin uygulanmasına ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgili
bakanlıkların görüşünü almak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
[3] MADDE 9- 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “rehabilitasyon merkezi” ibaresi
“rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi
olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde
yaygın din eğitimi verilen tesislerin” şeklinde değiştirilmiş, (11) numaralı
bendinde yer alan “Türkiye Kızılay Derneğine” ibaresinden sonra gelmek üzere
“ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine” ibaresi ve fıkraya aşağıdaki bentler
eklenmiştir.
“12. Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre
girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen gelirin %10’unu
aşmayan kısmı.
13. Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle,
işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran
yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi
raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti
alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve
denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve
Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu
faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si. Bu indirimden
yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri
adına düzenlenmesi şarttır. Bu bentte yer alan oranı, hizmet alanları
itibarıyla sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya Bakanlar Kurulu,
bu bendin uygulamasına ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgili
bakanlıkların görüşünü almak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder