8 Mayıs 2013 Çarşamba

FİNANSMAN KISITLAMASI


15 Haziran 2012 Tarihli ve 28324 sayılı Resmi Gazete yayınlanan 6322 sayılı  Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” birçok yasa değişikliği içermesine rağmen esas önemli adımlardan birisi de aşağıda alıntı yaptığımız değişikliktir.
 
MADDE 37- 5520 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“i) Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı. Belirlenecek oranı sektörler itibarıyla farklılaştırmaya Bakanlar Kurulu, bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

GEÇMİŞ UYGULAMA
 
Finansman gider kısıtlaması, ilk defa 4008 sayılı Kanunla GVK’nın 41/8 ve KVK‘nın 15/13. maddelerine eklenen hükümlerle 1.1.1995 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmış, daha sonra söz konusu hükümler 5024 sayılı Kanunla 1.1.2004 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılarak uygulamaya son verilmişti.
4008 sayılı Kanunla GVK’nın 41/8. maddesine eklenen hüküm;
“ 8. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, dönem sonu stoklarını son giren ilk çıkar yöntemine göre değerleyen veya amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutanların, işletmede kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yaptıkları giderler ve maliyet unsurları toplamına (yatırımın maliyetine eklenenler hariç) aşağıdaki indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın İndirim oranı, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faizi oranına bölünmesi suretiyle bulunur.
Sanayi siciline kayıtlı imalatçıların imalat faaliyetlerinde kullandıkları yabancı kaynaklara ait gider ve maliyet unsurlarına bu bent hükmü uygulanmaz.
Bu bendin birinci paragrafında yer atan % 25 oranını , % 100′e kadar artırmaya Bakanlar Kurulu; bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ise Maliye Bakanlığı yetkilidir. “
KVK’nın 15/13. maddesinde yer alan hükümse:
“13. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, dönem sonu stoklarını son giren ilk çıkar yöntemine göre değerleyen veya amortismana tabi sabit kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutan kurumların (Bankalar, Sigorta Şirketleri ve Finans Kurumları hariç) Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesinin 8 numaralı bendindeki esaslar çerçevesinde hesapladıkları giderler.”
şeklinde idi.[1] 
 
BUGÜN
 
Şimdi eski uygulamaya göre daha farklı olarak tekrar uygulamaya konulmuştur. Ancak yeni düzenleme yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde uygulanacak olup, sadece öz kaynakları aşan yabancı kaynak kısmına isabet eden finansman giderleri kısıtlamaya tabi olacaktır. 
Özellikle bu geçici vergi döneminde yasaya göre kısıtlamanın uygulanması gerekir.  uygulanması gereken bu kural madde olarak yürürlükte olsa da Maliye Bakanlığının uygulama usul ve esaslarını yayınlamamış olması nedeniyle ancak ortaya varsayımlar konarak uygulanabilir. 
En kolay yöntem öz kaynak değişimini hesaplamaya dayalıdır.[2] Geçici vergi dönemlerinde yapılan uygulamalar Vergi Yasaları gereği Bilanço döneminde yapılan uygulamalarla aynı olduğuna göre, Dönemin öz kaynak değeri saptanır ve Yabancı Kaynak kullanımı tutarı ile kıyaslama yapılarak gerekli tutar hesaplanabilir. Burada Öz kaynak dönem karı da dahil olmak üzere “500” hesaplar ve Yabancı kaynaklar toplamı ise bize göre tartışmasız “300” ve “400” hesaplardaki Yabancı kaynaklardır. ( Kredi Kartı hesapları bunun dışında olmalıdır. )  
Esasen bu kadar basit görülen kural yasa maddesinin çok yuvarlak cümlelerle yazılmış olması nedeniyle ciddi risk taşıyacağı da kesindir.  
Mali idarenin de uygulama konusunda tereddütleri olmasa neredeyse üzerinden bir yıl geçmiş bir kararın uygulama usul ve esaslarını yayınlamış olması gerekirdi. En azından bu dönemdeki geçici vergi işlemlerinde yöntemi belirsiz bir uygulamanın yapılmasının pek de uygun olacağı düşünülemez.  
SONUÇ
 
Her haliyle risk taşıyan bir yasa maddesine ;
ü  Varsaydığımız şekliyle bir hesaplama yaparak uymak,
ü  Hiçbir şey yapmayıp Mali İdarenin bu konudaki iradesini ortaya koymasını beklemek. 
Beklemek daha doğru kanısındayım. Çoğunluğun bu konuda bir uygulamaya geçilmeyeceği kanısına sahip olduğunu da söylemem mümkün. 
Saygılarımızla,          


[1][1] 4008 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile 6322 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerin amaçları farklıdır. düzenlemede finansman gider kısıtlamasının stokların son giren ilk çıkar (LİFO) yöntemine göre değerlenmesi veya amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemeye tabi tutulması ve bu yeni değerler üzerinden amortisman ayrılması hallerinde uygulanması öngörülmüştü.
[2] Zorunlu mali tablolarda yeralan Özkaynak Değişim Tablosu çok geçerli ve yeterli bir dayanak olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder