15 Haziran 2012 Tarihli ve 28324 sayılı Resmi
Gazete yayınlanan 6322 sayılı “Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun” birçok yasa değişikliği içermesine rağmen esas
önemli adımlardan birisi de aşağıda alıntı yaptığımız değişikliktir.
MADDE 37- 5520 sayılı Kanunun 11
inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“i) Kredi kuruluşları,
finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri
dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan
kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede
kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur
farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının
%10’unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı. Belirlenecek
oranı sektörler itibarıyla farklılaştırmaya Bakanlar Kurulu, bendin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
GEÇMİŞ UYGULAMA
Finansman gider kısıtlaması, ilk defa 4008
sayılı Kanunla GVK’nın 41/8 ve KVK‘nın 15/13. maddelerine eklenen hükümlerle
1.1.1995 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmış, daha sonra söz konusu
hükümler 5024 sayılı Kanunla 1.1.2004 tarihinden itibaren yürürlükten
kaldırılarak uygulamaya son verilmişti.
4008 sayılı Kanunla GVK’nın 41/8. maddesine eklenen hüküm;
“ 8.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, dönem sonu stoklarını son giren ilk çıkar
yöntemine göre değerleyen veya amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden
değerlemeye tabi tutanların, işletmede kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin
faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında
yaptıkları giderler ve maliyet unsurları toplamına (yatırımın maliyetine
eklenenler hariç) aşağıdaki indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak
kısmın İndirim oranı, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için tespit
edilmiş olan yeniden değerleme oranının, ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere
göre Maliye Bakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticari kredi faizi
oranına bölünmesi suretiyle bulunur.
Sanayi
siciline kayıtlı imalatçıların imalat faaliyetlerinde kullandıkları yabancı
kaynaklara ait gider ve maliyet unsurlarına bu bent hükmü uygulanmaz.
Bu
bendin birinci paragrafında yer atan % 25 oranını , % 100′e kadar artırmaya
Bakanlar Kurulu; bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ise
Maliye Bakanlığı yetkilidir. “
KVK’nın 15/13. maddesinde yer alan hükümse:
“13.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, dönem sonu stoklarını son giren ilk çıkar
yöntemine göre değerleyen veya amortismana tabi sabit kıymetlerini yeniden
değerlemeye tabi tutan kurumların (Bankalar, Sigorta Şirketleri ve Finans
Kurumları hariç) Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesinin 8 numaralı bendindeki
esaslar çerçevesinde hesapladıkları giderler.”
şeklinde
idi.[1]
BUGÜN
Şimdi eski
uygulamaya göre daha farklı olarak tekrar uygulamaya konulmuştur. Ancak yeni
düzenleme yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde uygulanacak
olup, sadece öz kaynakları aşan yabancı kaynak kısmına isabet eden finansman
giderleri kısıtlamaya tabi olacaktır.
Özellikle bu geçici vergi döneminde yasaya göre kısıtlamanın uygulanması
gerekir. uygulanması gereken bu kural
madde olarak yürürlükte olsa da Maliye Bakanlığının uygulama usul ve esaslarını
yayınlamamış olması nedeniyle ancak ortaya varsayımlar konarak uygulanabilir.
En kolay yöntem öz kaynak değişimini hesaplamaya dayalıdır.[2]
Geçici vergi dönemlerinde yapılan uygulamalar Vergi Yasaları gereği Bilanço
döneminde yapılan uygulamalarla aynı olduğuna göre, Dönemin öz kaynak değeri
saptanır ve Yabancı Kaynak kullanımı tutarı ile kıyaslama yapılarak gerekli
tutar hesaplanabilir. Burada Öz kaynak dönem karı da dahil olmak üzere “500”
hesaplar ve Yabancı kaynaklar toplamı ise bize göre tartışmasız “300” ve “400”
hesaplardaki Yabancı kaynaklardır. ( Kredi Kartı hesapları bunun dışında
olmalıdır. )
Esasen bu kadar basit görülen kural yasa maddesinin çok yuvarlak
cümlelerle yazılmış olması nedeniyle ciddi risk taşıyacağı da kesindir.
Mali idarenin de uygulama konusunda tereddütleri olmasa neredeyse
üzerinden bir yıl geçmiş bir kararın uygulama usul ve esaslarını yayınlamış
olması gerekirdi. En azından bu dönemdeki geçici vergi işlemlerinde yöntemi
belirsiz bir uygulamanın yapılmasının pek de uygun olacağı düşünülemez.
SONUÇ
Her haliyle risk taşıyan bir yasa maddesine ;
ü Varsaydığımız
şekliyle bir hesaplama yaparak uymak,
ü Hiçbir şey
yapmayıp Mali İdarenin bu konudaki iradesini ortaya koymasını beklemek.
Beklemek daha doğru kanısındayım. Çoğunluğun bu konuda bir uygulamaya
geçilmeyeceği kanısına sahip olduğunu da söylemem mümkün.
Saygılarımızla,
[1][1]
4008 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile 6322
sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerin amaçları farklıdır. düzenlemede finansman
gider kısıtlamasının stokların son giren ilk çıkar (LİFO) yöntemine göre
değerlenmesi veya amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemeye
tabi tutulması ve bu yeni değerler üzerinden amortisman ayrılması hallerinde
uygulanması öngörülmüştü.
[2] Zorunlu
mali tablolarda yeralan Özkaynak Değişim Tablosu çok geçerli ve yeterli
bir dayanak olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder